Riyasız Evliya Çelebimiz, Seyahatname’sinde Molla Hayrüddin Camii’ni şöyle anlatıyor:
“Unkapanı’nın iç tarafında kazancılar içinde olup Fatih zamanında yapılmıştır. İstanbul’da bundan başka üç mihrablı cami yoktur. Üç kubbe ve üç kapısı vardır. Fakat dış bahçesi dardır. Gösterişli ve duası kabul olunur bir yerdir. Bu cami yapılırken Molla Hayrüddin mutemed gibi bakarken bir leylek kuşu gelip ‘lak lak’ diye feryada başlar. Hemen Molla Hayrüddin hazretleri hiddetlenip: ‘Bre hey kuş! Var İstanbul’un dışında feryad eyle!’ deyince Allah’ın emriyle inci tanesi sözleri kabul olunup İstanbul içinde olan bütün leylekler kalkıp başka köy ve kasabalara giderler. Bugüne kadar İstanbul’da leylek durmak değil, damlarda bile hiç kimse görmemiştir. İşte bu cami, öyle nefes sahibi ulu bir sultanın binasıdır.
Evliya Çelebi, meşhur Seyahatname’sinde Rumelihisarı’nı da pek güzel anlatır. Anlatır anlatmasına da orada bulunan bir tiyatro sahnesinden nedense hiç bahsetmez! Hani şu son günlerde gündemi pek bir meşgul eden sahneden…
Sadri Alışık Ödül Töreni’nde ‘Yılın En İyi Kadın Sanatçısı’ ödülünü aldıktan sonra yaptığı konuşmada “Rumelihisarı sahnesine mescit yapmak isteyenlere izin vermeyelim, hep beraber sesimiz çok yüksek çıkıyor, beraber direnelim” çağrısında bulunan tiyatro sanatçısı hanımefendiye “Kimin bağından kimi kovuyorsunuz?” diyen Tayyip Erdoğan, kendilerine ‘Sanat Meclisi’ adını veren bir grubu kızdırmış.
‘Sanat Meclisi’ yaptığı açıklamada, “Bu sözler bir gerçeğin ifadesidir, yandaş basından başlayıp devletin en yüksek kademesine kadar uzanan isimleri bu kadar kızdıran şey nedir?” diye soruyor.
Kızan kızana…
Peki şu açıklamada da geçen “gerçeğin ifadesi” gerçekten nedir?
O ‘sahne’nin Ebu’l Feth Camii isimli bir mabedin yıkıntıları üzerine inşa edilmiş olması, olabilir mi?
Efendim?
***
“Rumelihisarı sahnesine mescit yapmak isteyenlere izin vermeyelim” diyen hanımefendiye ve ‘Sanat Meclisi’ne naçizane bir tavsiye: Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sini okuyunuz…
Yüzyıl’da nerede ne vardı öğrenirsiniz.
Ya da Molla Hayrüddin’in “lak lak!” eden leyleğe söylediğini…