Kendilerini çok sever sayarım. Türkiye siyasetine önemli katkılar sağlamış naif, donanımlı ve emektar bir şahsiyettir. Özellikle Allah vergisi akıcı, anlaşılır ve ikna edici hitabet yeteneği üzerine kendi kattıklarıyla hafızalarda iz bırakmayı başarabilmiş önemli bir kişilik. AK Parti hareketinin başlamasıyla birlikte Reis’in yanında tıpkı Abdullah Gül gibi yer almış, son zamanlara kadar da bu duruşunu korumuştur.
10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı Halk Oylaması öncesi AK Parti’de 3 dönem kuralının değiştirilmeyeceğinin MKYK’da ele alınıp karara bağlanması ve Ahmet Davutoğlu’nun Erdoğan sonrası için Genel Başkan olarak ilan edilmesinin ardından gözlemlerim beni ‘’Hadi bakalım, bu ağabeyimiz ne zaman patlayacak?’’ şeklinde bir beklentiye sokmuştu. Çünkü bu kuralı desteklediğini söylerken bile ekranlara yansıyan yüzü ciddi çelişkiler içindeydi. Sevgili büyüğüm birkaç kez yeltendi, mimik, bakış gibi ifade biçimleriyle rahatsızlıklarını hissettirmek istedi. Ancak olmadı, bu kesmedi. Partiye 3 dönem kuralını birlikte getirdikleri Erdoğan, yoluna üstelik “Cumhurbaşkanı” olarak devam edecek ve davanın diğer emektarları oyundan düşeceklerdi. Aslında bu işte bir arıza vardı ve ancak şu an yapılabilecek herhangi bir şey de yoktu.
Erdoğan’ın Başbakanlığından bu yana yürütmekte olduğu Hükümet Sözcülüğü görevini Davutoğlu Hükümeti de kendisine tevdi etti, belki de onore etmek için. Ancak Reis-i Cumhur’un irticalen yaptığı her konuşmada yol açtığı ya da açabilmesi mümkün olduğu infiallare bu kez Hükümet Sözcüsü olarak katkı sağladı. Hani şu İzleme Komitesi ve Dolmabahçe açıklamaları konusunda Cumhurbaşkanı’nın söylediği sözler üzerine bulunduğu beyanlar.
Sevgili Bülent ağabey, bir söz ve mantık ustası olarak “Reis’in düne kadar irticalen kırabilmesi mümkün olan potlarını toparlamasıyla” meşhur idi. Şimdi neden – böylesi pot bile olmayan bir konu üzerinden- sanki hükümetle aralarında problem varmışçasına bir tavra girerek Reis’in ne demek istediğini anlamadan, ulu orta düşmanların sevinç duyabileceği şekilde açıklamalar yapıyor?
Bence Başbakan Davutoğlu ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında hiçbir sıkıntı yok! Bir problem varmış algısı sizin üzerinizden yürüyor, çıkartılıyor Bülent ağabey! Reis Erdoğan, her zamanki gibi sözleri oraya buraya çekilebilecek bir lider, yani kendisi olmaya devam ediyor. Ancak sanırım, birileri buradan yola çıkarak kendilerine yeni bir siyaset alanı açmak istiyor. Üstelik -tüm liderlerin başına gelebilecek şekilde- bu yeltenme en yakınlarından geliyor.
Aslında bu yeryüzündeki tüm iktidar kavgalarının da sebebi. Evet tarzı bazen nobran kimi zaman sert… Bazen göz yaşartıcı, insani… Ama kabul etmeliyiz ki “O, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kez halk seçimiyle iş başına gelmiş Reis-i Cumhuru!” O bir insan. Tanrı Kral değil…
Böyle yapmayınız Bülent abi! Bu her zamanki Reis. Giderayak kendi kadim saygınlığınıza halel getirmeyiniz. Ayrıca yaptığı açıklamaları bugün çok iyi temellerle savundu. Barış, Reis’in projesiydi ve o büyük bir lider!
Siz de yarın ‘’ Bir bilen’’ olarak evinde, vakfında ya da parti genel merkezinde ziyaret edilip kendisinden öğütler alınan bir parti büyüğü olmanın keyfini çıkarabilirsiniz. Lütfen, rica ederim!
Selam ve duayla.