Güney Amerika ülkelerinden Bolivya’da yaşanan darbe girişimi Devlet Başkanı Luis Arce’nin dik duruşu ve halkın meydanlara çıkarak demokrasiye sahip çıkmasıyla başarısız oldu.
Arce tarafından atanan yeni ordu komutanının emriyle askerler kışlalarına geri dönerken darbeci general tutuklandı.
Bolivya’daki başarısız darbe girişimi Türkiye’de 15 Temmuz 2016’da yaşanan hain kalkışmayı ve Tunus’ta 25 Temmuz 2021’de gerçekleştirilen darbeyi hatırlattı.
Türkiye’de FETÖ’nün darbe girişimi Cumhurbaşkanı’nın halkı meydanlara davet etmesi üzerine başarısız olmuştu.
Türk halkı özgür iradesine sahip çıkmış, darbecilere geçit vermemişti.
O gece yaşanan kritik süreçte Erdoğan’ın cesareti ve direnme kararı hayati rol oynamıştı.
Cumhurbaşkanı şayet halka “Sakin olun, evlerinizde oturun” falan deseydi, darbe girişimi büyük ihtimalle başarıya ulaşacak ve Türkiye çok şey kaybedecekti.
Bolivya’da da “Devlet Başkanı ve bakanlar görevlerinin başında” diyen Arce, halkı demokrasiye sahip çıkmaya davet etti.
Eski Devlet Başkanı Evo Morales’in de “Kentlerdeki ve kırsal kesimdeki tüm halkımıza demokrasiyi savunmaları için ulusal seferberlik çağrısında bulunuyoruz” diyerek darbe girişimine karşı kararlı bir tavır ortaya koyduğunu da unutmamak gerek.
Tunus’ta Kays Said’in parlamentonun kapısına kilit vurarak halkın özgür iradesine darbe yaptığı gece gelişmeleri yakından takip eden birçok gözlemcinin ortak görüşü, Türkiye’nin örnek alınması ve halkın demokrasiye sahip çıkması için meydanlara davet edilmesi gerektiği yönündeydi.
Gözler Raşid el-Gannuşi’ye çevrildi.
Ancak ne el-Gannuşi’den ne de ülkenin en büyük partisi konumundaki en-Nahda’nın önde gelen diğer isimlerinden böyle bir çağrı geldi.
Kays Said’in darbe girişimi başarılı oldu.
Halkın o gece demokrasiyi savunmak için meydanlara davet edilmemesini savunanlar, Türkiye ve Tunus’un koşullarının farklı olduğunu söylüyor.
Hiç kimse de zaten aksini iddia ediyor değil.
Türkiye’yle Bolivya’nın koşulları da farklı.
Ancak darbe girişimini engellemek ve darbecilerin hesaplarını bozmak için halkın özgür iradesine sahip çıkma kararlılığını açıkça göstermesi şart.
Halka sokağa çıkması için yapılacak çağrının zamanlaması da önemli.
Tunus’ta olduğu gibi darbe girişiminin ilk anlarında sessiz kalıp darbeciler başarılı olduktan sonra düzenlenen protesto gösterilerinin yararı yok.
Demokrasiyi savunmak için bedel ödemeyi göze almak ve darbenin başarılı olması hâlinde ödenecek bedelin darbe girişimini püskürtmek için ödenecek bedelden çok daha fazla olacağını bilmek gerekiyor.
Tunus’ta haksız yere hapsedilen 83 yaşındaki Raşid el-Gannuşi ve birçok değerli isim hâlâ özgürlüğüne kavuşabilmiş değil.
Kays Said son anda kararını değiştirip ertelemezse cumhurbaşkanlığı seçimlerinin bu yıl kasım ayında yapılması bekleniyor.
“Terör gibi tehlikeli suçlarla itham edilenlerin adaylıkları kabul edilmemeli” diyen Tunus Cumhurbaşkanı seçim tiyatrosunda rekabet edeceği figüranları kendi belirleme niyetinde.
Öte yandan, Bolivya’daki darbe girişiminin halkın desteğiyle engellenmesi, “Raşid el-Gannuşi o gece Tunusluları, meydanlara çıkıp demokrasiyi savunmaya davet etseydi Kays Said’in darbesi yine de başarılı olabilir miydi?” sorusunu akla getiriyor.