“Bodrum katı” olmayan düşünce ve CHP…

Abone Ol

“CHP neden bu denli bir savrulma içerisinde?”

Çünkü adeta düşünce merkezinin kontrolünü kaybetmiş gibi…

Bu durumun cevabını bize Michel Foucault versin: “Don Kişot, şeyler arasında başıboş dolaşır” sözüyle… Bu, şu demek aslında: Bir sürü gerçeklik arasında hiçbir gerçeğe sahip olamamak…

Yine bir sürü karşılaştırma yapabilme imkânına sahip iken, bütün bu karşılaştırmalar içerisinde yabancılaşmak, hatta kendine bile yabancılaşmak demek…

CHP maalesef düşünce dünyasının “bodrum katı”nı -ki orası fikirlerin paradigmasını temsil eder- sırf iktidar uğruna her türden illegal anlayışa teslim etmiş durumda…

Şimdi, bugünlerde bu teslim edişin ve bu teslim ediş ile elde edilenlerin ağır bedellerini ödüyor…

“Sayemizde…” nidalarıyla bir partinin toplantısını terör üyelerinin basması ve “Size verdiğimiz destek haram olsun” diyecek kadar kendilerini hak sahibi görmesi kadar zelil başka ne alabilir…

“AKP sözcüleri, CHP’nin PKK/YPG/HDP’yle ittifak yaptığını söyleyip algı operasyonu yapıyor. Ama dün PKK’lılar İsviçre’de CHP toplantısını bastı.” Sözcü Gazetesi de olayı bu şekilde görmek istemiş…

İşte kastettiğim şey bu noktada gizli…

Rotasını yitirmiş, fikirsel temelleri yok olmuş “Don Kişot”luk tam da bu…

Yani akılları sıra CHP’ye, terör örgütleri tarafından verilen desteğin yine bu örgütler tarafından hesabının sorulması fecaatinden bile “kâr” elde etmenin peşinde olmak…

Hâlbuki bir partinin yaşadığı bu şey, bir “hal” değil “izmihlal”dir…

Utanıp arlanmak yerine özkütlesi düşük “sıvı”lar gibi su yüzüne çıkma yüzsüzlüğü, işte böylesine dramatiktir…

Marjlardaki farklılıkların böylesine “zalim mantığı” vardır…

Her türlü bilimselliğe, aklîliğe zulmeden bu mantık işte ancak düşünceler ve şeyler arasında kaybolmuş, şuursuz “Don Kişot”lara aittir…

Şükür ki bu toplumda ve dünyada hâlâ “düşüncesinin bodrum katı”nı, temellerini ulvî düşüncelere tahsis etmiş, sonluluğu sonsuzluk ile yenmiş beyinler var…

İşte bu beyinler sayesinde modern çağın “Don Kişot”ları “zalim mantık”larıyla gerçeklerimizi yok edemeyecekler…

Kendi “adem”lerini, kesretimize galip kılamayacaklar…