Tam da Fransız mallarını boykot ederken, ‘Yeni bir yabancı yatırım dalgası ufukta belirdi’ ne anlama geliyor?
Öncelikle şu boykot meselesinde Erem Şentürk’ün sabah programında söyledikleri bana da gayet makul ve mantıklı geliyor.
Toptancı bir şekilde, aynı anda bütün Fransız mallarını boykot yerine birini hedefleyeceksin, onu bitirene kadar veyahut ‘el aman’ dileyene kadar yüklenecek ve bu şekilde boykotu genişleterek devam edeceksin.
Bir markaya o derece dalacaksın ve sonra diğerine…
Aklındaki benim de ‘evet bu olmalı’ diyeceğim bir marka; Lafarge Beton’u hedef alacaksın mesela…
Sadece Türkiye’de değil, Müslüman’ın bulunduğu her coğrafyada…
‘El aman’ diyene kadar, bu firma bitince diğerine yürüyeceksin…
Fransa’nın İslam coğrafyasındaki dış ticaret hacmi 100 milyar doları aşıyormuş…
Böyle devam ettirilebilirse erir gider…
O zaman bak bakalım bir daha yapıyorlar mı?
Asıl mevzuya geri dönüyorum…
Anlayamadığım bir şey var;
Tam da Fransız mallarını boykot ederken, Yeni bir yabancı yatırım dalgasının ufukta belirmesi ne anlama geliyor.
Bu yabancılar mazoşist mi, biz boykot yaptıkça Türkiye’ye yatırım için sıraya girsinler…
Fransa’ya boykot yapınca, ‘Fransız mallarının boşalttığı piyasayı dolduruyorlar’ dersen tamam da henüz öyle bir seviyeye gelinmedi ki…
Dün bir bugün iki…
Fransa’ya Peygamberimize hakaretten dolayı boykot yapıyorsun, Hıristiyan âleminin kilisesi’ni cami olarak ibadete açıyorsun, bu durumda İslamafobi dedikleri şey de hortlamışken yabancı yatırımcıların Türkiye’yi tercih eder mi?
Pek sanmıyorum…
Ediyorlarsa bunun başka bir ya da birkaç sebebi vardır.
Bilmediğimiz, göremediğimiz…
Böyle iki arada bir derede kalmanın, bir yandan boykot bir yanda da yabancı yatırımcı beklemenin bir anlamı yok.
Olmaz yani…
Daha radikal tedbir ve çareler üreterek devam edecek ve yüklenebildiğin kadar yükleneceksin…
Boykotu bütün bir AB ürünlerine yayacaksın ki iş netice versin.
Fransız mallarını boykot yetmez, Fransa’ya ambargo koyacaksın…
Bütün Müslümanların Fransız bankalarından mevduatlarını çekmeleri için çağrı yaparak banka sistemini çökerteceksin…
Şimdiye kadar yararını hiç görmediğimiz Avrupa Birliği’nden çıkacaksın.
NATO’dan da…
Doğu blokunun çökmesiyle rakipsiz yani düşmansız kalan ve kendine meşgale olsun diye dünyanın her yerinde, Ortadoğu’da, Afganistan’da, Pakistan’da bilgisayar oyununa benzer yöntemlerle HERON ve NERON’larla Müslümanların üzerine bomba yağdıran NATO’dan da çıkacaksın…
Bırakacaksın Batıyı ve merhum Adnan Menderes gibi, “Biz de yönümüzü Doğuya döneriz” diyeceksin.
‘Gelen gelir, gelmeyen kendi bilir’ sloganıyla turizm yatırımlarına da tedricen savunma sanayine doğru yol vereceksin…
Seninle uzlaşmak ve anlaşmak isteyenlerle kendi kurallarına göre yeni yeni oyunlar kuracaksın…
Süper güç olma yolunda tam gaz ilerleyeceksin…
Akdeniz’de ve Karadeniz’de petrol ve doğal gaz aramalarına hız vereceksin…
İslâm’ın kabul etmediği iktisadi kaideleri topyekûn ret edeceksin; Faizi ve kumarı kaldıracaksın mesela…
O zaman bekle, ‘Allah’ın yardımı yakındır’…