Birleşik Krallık ekonomisi, Ekim ayında %0.1 oranında daralarak, Eylül ayında yaşanan benzer bir daralmanın ardından ikinci kez ardışık bir gerileme kaydetti. Ulusal İstatistik Ofisi (ONS) tarafından açıklanan veriler, ekonominin COVID-19'un ilk kilitlenmesinin yaşandığı Mart ve Nisan 2020'den sonra ardışık daralmaların yaşandığını gösterdi. Ekonomistler, büyüme beklerken, bu gerileme hükümetin pro-büyüme gündemi için olumsuz bir işaret oldu.
Hükümetin Ekonomik Hedefleri ve Zorluklar
Yeni İşçi Partisi hükümeti, ekonomik büyümeyi seçim kampanyalarının merkezine koymuştu. Ancak, Ekim ayında yaşanan daralma, Maliye Bakanı Rachel Reeves'in 2023 Ekim bütçesinde, önceki hükümetten kalan ekonomik “kara delik”e işaret ettiği endişeleri artırdı. Reeves, “Bu ayki veriler hayal kırıklığı yaratmış olsa da uzun vadeli ekonomik büyüme sağlamak için politikalarımızı devreye soktuk,” dedi.
Hizmetler, Üretim ve İnşaat Sektörlerindeki Gerileme
Ekonomik daralma, hizmet sektöründeki büyümesizliğin yanı sıra, üretim ve inşaat sektörlerinde de düşüşler yaşanmasıyla belirlendi. Eylül ayındaki daralmanın ardından, bu iki sektörün de Ekim ayında zayıflamaya devam etmesi, ekonominin genel görünümünü olumsuz etkiledi.
İşçi Partisi'nin İş Dünyasıyla İlişkileri ve Zorluklar
Başbakan Keir Starmer liderliğindeki İşçi Partisi, sendikal hareketlerden köken almasına rağmen iş dostu bir hükümet olarak kendisini kanıtlama çabasında. Ancak, artan ulusal sigorta primlerinin işverenler üzerindeki etkisi, hükümetin iş dünyasıyla ilişkilerini zorlayabilir. İşverenlerin, yüksek işveren vergileri nedeniyle çalışan alımlarını kısıtlaması ihtimali ise, ekonomiye yeni bir baskı yaratabilir.
İstihdam ve İşsizlik: Endişe Verici Düşüş
Kasım ayında iş ilanlarının, pandeminin başından bu yana görülen en hızlı şekilde düştüğü bildirildi. Bu durum, ekonomideki belirsizliğin ve iş gücü piyasasındaki zorlukların bir yansıması olarak görülüyor.
-
2025 Yılı İçin Büyüme Beklentileri
OECD'nin tahminlerine göre, Birleşik Krallık ekonomisinin 2025'te %1.7 büyümesi bekleniyor. Bu oran, euro bölgesinin %1.3'lük büyüme tahminine göre daha yüksek. Ancak, yüksek borçlanma maliyetlerinin her iki bölgedeki harcamaları kısıtladığı belirtiliyor. Neyse ki, faiz oranları düşüş eğiliminde ve bu durum ekonomik toparlanmayı destekleyebilir.