Bir vatansızlar ülkesi: Egoistler Cumhuriyeti

Abone Ol

Kendi çıkarını düşünen, içinde bulunduğu gemiyle ilgili tehlike hissettiğinde, önce kendi mallarını kurtarmaya çalışan hatta kurtarılma zaafı hissettiklerine de göz diken birinin halini tasvir edebilecek, “vatansız” tanımı dışında bir izah bulamadım…

Kaldı ki vatansızlık bir tür “vatanlılık” mıdır, onu da bilmedim; vatansızlar vatanı olarak…

Bu ülkenin neredeyse her karışında dağlara taşlara kazınmış en güzel ifadelerden biri, “Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır” tavsiyesidir…

Bu ifade, insanlarımızın zihnine çocukluktan itibaren kazınsın diye yazılmıştır…

Yine bu ifade, bir vatanı olanları, orada birlikte yaşadıklarını gerektiğinde kendi çıkarından aziz bilmeye çağırsın diye yazılmıştır…

Çünkü “Vatanın, milletin, bayrağın, ailen yoksa sen de tanımsızsın demek için yazılmıştır…

Bir vatanperverlik, sadece beylik laflarıyla, iyi gün gülücükleriyle ifade edilemez…

Zira bir sevginin, dostluğun ve her türden ilişkinin en büyük test aracı zorluklardır…

Kime sorsanız, istisnasız bir şekilde alacağınız cevap aslında herkesin ülkesini, milletini sevdiği ile ilgilidir kuşkusuz…

Evet, olması gereken de budur ve şükür ki çoğunluğun yaşam pratiği de bunun ispatıdır…

Fakat bakmadığımızda/görmediğimizde “yok” olmayacakları için ve hayatımızı da bütün egoistlikleriyle zorlaştıran bir kitleye de, projeksiyonumuzu çevirmek zorundayız…

Çünkü onlar, “vatansız” gibi davranan ve adeta “Egoistler Cumhuriyeti” -Ülke yansa ateşinde ısınacakların vatanı- üyeleri gibi davranıyorlar…

Bu ülke batınca, batmayacakmış gibi “yağma” kültürüne sarılan açgözlülere vatansızlığı reva görmem, bir yakıştırma değildir…

Onlar bizzat ülkesini ve kardeşini düşünmeyen, muhteris tavırlarıyla kendilerine bu sıfatı reva gördükleri içindir; benim yaptığım ise sadece var olan duruma bir kavramla karşılık bulmaktan başkası değildir…

Bu yağmacılar “vatansız” tanımlamamı kabul etmeseler de -ki etmeyecekler- benim için değişen bir durum olmaz onlar adına…

Çünkü beni ve kendimi ait hissettiğim vatanına aşıkları yağmalayanları zaten “yurttaşım” olarak görmeme de imkan olamaz…

Nasıl görebilirim ki?

Hadi gelin neden böyle düşündüğümü örneklerle biraz açalım…

O zaman eminin sizlerle aynı noktada uzlaşmış olacağız…

Seçmenin iradesine saygı duymayarak, sürekli onun seçtiklerine namlunun ucunu göstererek, bu ülkeye -sadece görünür ve hesabı mümkün olanı bile- yüz milyarlarca dolar zarar ettirenlerle hasbelkader aynı ülkede yaşamak, onlarla beni yurttaş yapabilir mi?

Ya da koşulsuz bir şekilde onları destekleyenlerle…

Herkesin, suçu başkasına yıktığı ama faturayı hep birlikte ödediğimiz, hakkı bir lira iken on lira hatta yirmi lira kazanmak adına hiçbir ahlaki ölçü tanımayanla aynı safta olma ihtimalimiz olabilir mi?

Öyle ya, “Bu ülke için üretiyorum” diyen bir vatanperver de bunu yapabilir mi ki, benimle aynı safta olabilsin?

Aynı vatan için yüreği atanlar nasıl olurda, vatanı ve onun istikbali söz konusu olduğunda, aynı şeylerle iftihar edemez ya da aynı kaygıları taşıyamazlar…

Bunun, Egolar Cumhuriyeti dışında nasıl bir izahı olabilir ki…

Herkesin sadece kendi cebine girenle mutlu olduğu -elbette hakkı kadar olsun, hatta hakkı olanı alması için de birlikte mücadele verelim- bir toplum, diğerkâmlığını kaybetmiş olmaz mı?

Ve bu durum kuru ve sadece sözlerin ötesine geçemeyen bir “vatandaşlık” değil de nedir?

Bu ülkede bizimle aynı safta olmadığını açıkça izhar eden, ülkemizin itibarını hem maddi hem de manevi olarak içeride ve dışarıda zaafa uğratan darbeci/cuntacı zihniyetlerle aynı yerde değilim ben…

Görünürde “sizinleyim” diyen ama gizlemeye çalıştığı, ancak denk gelirseniz, bir el uzat derseniz anlayabileceğiniz uygulamalarıyla sadece kendi cebine çalışan “kripto egoistler”de aynı vatansızlığa mahkumdurlar bana göre ve Egoistler Cumhuriyetinin de vatandaşıdırlar…

Onlar için sınırlar yoktur çünkü; çıkarları neredeyse vatanları orasıdır vesselam…

“Bizim için tek vatan Türkiye değil” diyen bir vatansızlar güruhunu da 15 Temmuz ifşa etmemiş miydi?   

Allah kimseyi zaferleriyle sevineceği, üzüntüleriyle dertleneceği bir vatanı olmayan tanımsız, kimliksiz hatta şahsiyetsizlerden etmesin…