“Ödül vaat etmiyorum ben.”
Diyecek gelen adam,
“Herşeyin üstünde olanlara,
Herşeyi herkesle,
Kurtlarla, kuşlarla paylaşanlara,
Yani yoksullara ve yalnızlara,
Yoksul krallara,
Yoksul cihangirlere,
Yerin ve göğün varislerine
Ne vaat edebilirim ki ben?
Yıldızları, yıldız tohumlarını,
Omuzlarına, bileklerine,
Yüreklerinin başına
Konan serçelere darı,
Kargalara ceviz gibi dağıtan
Kalender kuşbazlara,
Doğuştan sarhoşlara,
Şairlere, çobanlara
Ne bulup ne vaat edebilirim ben?”
II
“Peygamber değilim ben.
Herbirinizin içindeki
Peygamberi uyandırmaya geldim.
Örtülere bürünmüş olanı,
Kabukların altına çekileni,
Aklın arkasında bekletileni,
Evde bırakılıp çıkılanı,
Çatı aralığına,
Bodruma tıkılanı,
İçinizdeki yetimi,
İçinizdeki yoksulu,
İçinizdeki çobanı,
O’nun ruhundan üfleneni,
O’na çıraklık edeni,
O’na kalfalık edeni,
Dışarı çağırmaya geldim,
Sahneye çağırmaya geldim,
Oyuna çağırmaya geldim.”
3 Ocak 2014
‘Taşrada Roman Hazırlıkları’ Kitabı