Bir laboratuvar olarak salgın…

Abone Ol

Dünya tarihinde pek çok salgınların yaşandığı bir vakıa…

Bunu, salgın hastalıklar tarihine doğru retrospektif bir okuma yaptığınızda görebilir, bu salgını benzersiz yapan çok önemli farklılıkları da bu vesileyle tespit edebilirsiniz…

Dünya da bütün medya organlarının kayıtta olduğu ve her saniyesinin küresel ölçekte takip edildiği ilk salgın olmasıyla da geleceğe çok ciddi bir bilgi ve tecrübe aktarılmış olacak…

Uzmanların ve tarihsel kayıtların aydınlattığı perspektif gösteriyor ki, hiçbir salgın bu hızda ve çapta yayılım göstermemiş…

Bunun çok önemli nedenleri var elbette…

Yine uzmanlara göre virüsün karakteri bunda etkili olsa da, bir başka yönüyle dünyanın artan nüfusu ve onun çok hızlı ulaşım vasıtalarıyla dünya üzerindeki akışı da ihmal edilemez…

Bu salgının neleri etkileyeceği ya da hangi davranış biçimlerini ortaya çıkaracağı konusu bugün için fikir beyan edilmesi çok zor bir duruma işaret ediyor…

Fakat geçmiş salgınların oluşturduğu hafızadan da istifade ederek, bazı öngörülerde bulunmak mümkün…

Yaşanan bu salgının bundan sonra yaşanacaklar için bir “kuluçka” dönemi olduğu çok açık…

Kovid-19’un etkilediği her alanda, yerli yerinden edilenlerin tekrar yerlerine ya da başka yerlere nasıl konumlandırılacağı çok ciddi bir meseledir…

Bu yerli yerinden edilenlerin kimler ya da hangi ülkeler tarafından yerli yerine oturtulacağı da bu noktada önem arz ediyor…

Dolayısıyla bu salgının oluşturduğu laboratuvarın önündeki çok temel konulardan bazılarını ifade etmek isterim; işin tıbbi ya da biyolojik kısmını ilgililerine bırakarak…

-Bu salgın bir korku nesnesi olarak bir “zihin işgalcisi” mi; eğer bir işgalciyse bu işgalin sonuçları ne olur?

-Bu salgın bir sosyolojik dönüştürücü mü; yani insanların yapamadığını yapacak olan mı?

-İnsanların kurduğu sistemlerin açıklarını ortaya çıkaracak olan bir “sistem kırıcı” mı?

-Çok önemli bir kırılmaya işaret ettiği açık olan bu salgın,“yeni bir dönemlendirmenin ayracı” mı; milattan önce ve milattan sonraya işaret eden?

-Ya da dünyayı kendi çıkarlarına alet etmek isteyen istismarcıların elinde oyuncak olmaya aday büyük bir “manipülasyon aracı”mı?

-Yoksa bu salgın bir ibret vesikası olarak büyük bir dayanışmanın birleştirici tutkalı ya da ayrışmaları körükleyen, toplumları atomize eden başka bir tetikleyici mi?

Bunların hiçbiri bu kuluçka döneminin muhtemel sonuçları dışında değil…

İyi yönetilemeyen salgın süreçlerinin tarihte en az, bazen çok daha fazla savaşlar kadar yıkıcı ya da kurucu olduğu bir hakikattir…

İki bin beş yüz yılık kaynaklardan bugüne bunun izini sürebilirsiniz…

Roma’nın yıkılışına yaptığı tesirden, ortaya çıkardığı yeni inanç ve mezhep formlarına kadar çok derin tesirleri olmuş bu tarz kuluçka dönemlerinin çok iyi takip edilmesi hayatidir…

Sosyal patlamalara kadar gidebilecek bu sürecin zelilleri olabileceği gibi kahramanları da olacak elbet…

Bu süreçten kahraman olarak çıkmanın en önemli yolu da, devlet ile milletin bütünleşmesi ve süreci sabote etmek isteyen parazitlere fırsat vermemesidir…

Bunun için de iletişim kanallarının sonuna kadar açık tutulması son derece önemlidir…