Bir gün hepimiz çevrim dışı olacağız

Abone Ol

Milenyumun belki de en çok şikâyet edilen konusu hızlı geçen zaman oldu. Bir türlü yetiştirilemeyen işler, hiçbir şekilde yetişilemeyen hayatın akışı… Çağımızda iletişim ve ulaşım araçlarının inanılmaz derecede hızlanması hayatımızda bize kalan zamanı arttırmak yerine hep bizden çalıyor, hep bizden eksiltiyor. Bu olgu, aşağı yukarı tüm insanların görebildiği ve her ne kadar etkisinde kalsak da şöyle ya da böyle eleştirdiğimiz bir şeydir. Bugün hangi umumi ortamda bulunursanız bulunun, insanlar başları önlerinde telefonlarıyla, tabletleriyle, bilgisayarlarıyla uğraşıyor ve bir şekilde bedenen bulunduğumuz dünyadan ayrılıyor, ruhen sanal bir dünyanın içine o küçücük telefon ekranlarından geçiyoruz.

Bu ekranlardan gözükmeyen, oraya yansımayan o kadar çok şey var ki etrafımızda. Sadece başımızı kaldırmakla görebileceğimiz samimi olarak gülümseyen bir insan, başını okşayabileceğiniz bir yetim, yardımına koşmakla mutlu olabileceğimiz bir yaşlı, bizim yol tarifimizi bekleyen, yolunu kaybetmiş bir garip yolcu ve en önemlisi de tüm bu güzellikleri bize sunan, bizi yoktan var eden Allah (cc).

Malum olduğu üzere teknolojinin ve bilimin imkânlarını kullanmakta bir sıkıntı yok. Önemli olan doğru şekilde, doğru insanlarla irtibatta, doğru zamanda ve de doğru işlerde kullanmaktır. Böyle kullanıldığında nimettir ve her nimette olduğu gibi israf edilmeden kullanılması elzemdir. Sakın yanlış anlaşılmasın, teknolojiye karşı birisi olarak değil, bilakis kullanıcısı ve de destekleyicisi olarak bir rikkat oluşturmak üzere bu yazıyı kaleme alıyorum.

Sadece ve sadece bir gün bile olsa itikâfa girmeyi önermek için bunca lafı ediyorum. Bir gün hepimiz çevirim dışı olacağız. Bir gün tüm kullandığımız sanal dünya araçlarımız kapanacak. Facebook, Twitter, Messenger, İnstagram, Viber, Whatsapp ve tüm sanal arkadaşlıklara mola verilecek. Bir gün hakikatin kendisini yaşayacağız. O hakikat ki doğan herkesin yaşayacağı ve ne zaman yaşanacağı muamma bir kıyamet. Ölüm, kişinin kıyameti…

Asıl hakikatle buluşmadan dünyadan bir günlüğüne de olsa bile isteye ayrılsak ve tüm çağın iletişim araçlarını elimizin tersiyle iterek Allah’a (cc) varsak… Kapımıza gelen Ramazan fırsatını, kapımıza gelen affolunma fırsatını, kapımıza gelen halvet fırsatını değerlendirsek… Ölmeden önce ölsek, ölmüş gibi hesaba çeksek kendimizi. O zaman yetiştiremediğimiz zamanı tüketemediğimizi göreceğiz. Çünkü zaman kısalmadı, zaman hissiyatı kısaldı. Bizi meşgul eden, zihnimizi parçalayan şeyler çoğaldı; zaman azaldı. Hayatımızdan bir günlüğüne bile olsa tüm sanallıkları defedelim. Özümüze dönelim, kendimizi bilelim. Bilelim ki Rabbimizi bilelim. Ona varalım. Hayatımızın bir gününü kendimize ikram edelim. Kendimizi önemseyelim. Allah’a (cc) emanet olunuz!

Bu vesile ile Kadir gecemizi tebrik eder, hep birlikte idrakine erenlerden olabilmeyi dilerim.