Her insan günah işleyebilir, hatta günahsız insan arayan varsa söyleyin aramasın, yok öyle biri…
Günah deyince aklımıza ilk hep o koca koca günahlar gelir; zina, içki, hırsızlık, adam öldürme vesaire…
Sonrasında yalan, kibir, iftira, gıybet gibi daha küçük gördüğümüz ama en az abileri kadar tehlikeli günahlar gelir…
Ama domuz eti yeme günahı kimsenin aklının ucundan dahi geçmez. Anadolu’yu kendine mesken etmiş Müslüman Türk toplumunda, domuz eti ve bununla bağlantılı her şey, öylesine tabuize edilmiş, öylesine toplumsal bir iğrenmeye maruz kalmış ki, kimse bunu bir günah opsiyonu olarak görmez. Hatta yüzyıllardır iç içe yaşadığımız Ermeniler, Rumlar ve Süryaniler gibi Hıristiyan azınlıklar dahi Türk toplumunun hatırına kendi inanışlarında yasak olmayan domuz etinden uzak durmuşlardır. Evet, domuz etini bu toplumun inançsızlarının dahi midesi almaz… Alkol içebilir, zina edebilir, kumar oynayabilir ama sofraya domuz geldiğinde midesi bulanır… Tabudur çünkü…
İşin açıkçası CHP’nin çiçeği burnunda İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile alakalı çok şey yazıldı çizildi, terör örgütü propagandası yaptığı, Gezi eylemlerine katıldığı vesaire… Ama hiçbir şey beni kocasının aile sofrasından attığı resimli bir tweet kadar şoke etmedi, “7 dakika önce bu tabakta 1/4 domuz vardı” diyerek, dibine kadar kemirilmiş kemiklerle dolu bir tahta tableti paylaşmış…
Bu Tweet aslında ne demek biliyor musunuz?
Bu Tweet “Banane ulan sizin dininizden!” demek…
Bu Tweet “Banane ulan sizin Allah’ınızdan!” demek…
Bu Tweet “Banane ulan sizin değerlerinizden!” demek…
Bu Tweet “Banane ulan yaşadığım toplumun değerlerinden!” demek…
Evet, CHP’li Kaftancıoğlu ailesi, bu tweet’le Ermeni’nin, Rum’un bu topluma gösterdiği saygıyı bize çok gördüğünü gösterdi…
Yeni il başkanın hayırlı olsun CHP…
Abdullah reis…
Şaka şaka, yok öyle biri…
Olmadı ve hiç olmayacak…
Ama isterdi olmayı, hem de her şeyden çok…
Sir Abdullah olarak kalacak gönlümüzde…
İzmir’in kadınları…
Derler ki, Yunan denize döküldükten sonra İzmir sokakları kırmızı beyaz gelincik tarlasına dönmüş… Her yer Alsancaklar’la süslenmiş, oysa Yunanlılar İzmir’i işgal eder etmez, silah zoruyla bütün Türk bayraklarını toplamışlardı…
İzmir’in kadınları, gizli gizli evlerinde o kutlu gün için Bayrak hazırlamışlar… Beyaz Masa örtülerinden Ay ile Yıldız, kırmızı basmalardan al sancak yapıp beklemişler… Dirayete ve tevekküle bakar mısınız? Bu milletin en çıkmaz duruma düştüğünde dahi beslediği umuda ve kendine duyduğu güvene bakar mısınız… Bize diş bileyenlere ibret olsun…