Liseli çocuklar bir mit haline getirilmiş ‘Gezi ruhunun’ verdiği gazla özgürlük adına, ‘ilericilik’ adına eylemler yapabiliyor. Ne istiyor bu çocuklar? Özgürlük. Neleri eksik peki? Hiçbir şeyleri. Hatta fazlaları var. Peki, ne zamandan beri bu denli ideolojik liseler? Sorular böyle uzayıp gidiyor.
Birileri kaşıyor liseleri bu belli. Kendisine hayrı olmayan ideolojilerin peşinde hayallerini tükettiklerini kendine itiraf edemeyen, yarı yalan yarı doğru kahramanlık hikâyeleriyle varlığını sürdürme derdinde akıldaneler, orta dereceli okullarda işe yarıyor anlaşılan. Resimler elden ele dolaşıyor, epik öyküler kulaktan kulağa. Bir de mazlumiyet intibaı çizdin mi al sana gaza gelmiş liseli gençler…
İşin bu kısmı böyle ama Türkiye’nin eğitim ve gençlik politikaları kusursuz mu? Yani neredeyse 15 yıldır iktidarda olan AK Parti’nin özellikle milli eğitim politikaları noktasındaki ‘istikrarsız’ halinin bir sonucu olarak doğmuyor mu bütün bu sorunlar. Gençlik politikaları gezi düzenlemekten ibaret bir anlayışla sürdürebilir mi? Gençlerimize rol model olanlar dünyalık hırs dışında ne kazandırıyor bu çocuklara? İyi arabalara binen, kruvaze takımları yerli yersiz giyen, ciks fakat iki kelimeyi bir araya getiremeyen bu nesil ne ara neşet etti? Liselerde beşeri ideolojilerle mücadele edecek bu gençlerin Allah’la arası nasıl sizce? Zor sorular değil mi? Bence de.
Kusura bakmayın. Bir nesil elimizden kayıp gidiyor. Önlem olmazsak, evvela kendimizi sonra da bu çocukları düzeltmezsek, bizzat gençlik doğru dürüst yetişsin diye açılan kurumlar eliyle dahi deformasyon ayyuka çıkabilir.
Yönetenler, yönetilenler, anneler, babalar bakın tüketme çılgınlığına kapılmış şu gençliğe. Sizin canınız acımıyor mu? Çok değil 10-15 sene sonra neler olabileceğine dair tahminleriniz var mı?
Felaket tellallığı mı bu? Hayır asla… Sokağa çıkın, etrafınıza bakın. Bir cafede oturup gençlere kulak kabartın. Dillerinde ne olduğuna bakın. Tabii konuşurlarsa. Kulaklıktan fırsat bulup yanındakine bir şey sorar ya da söylerse.
Liselerdeki bu hadise yayılma istidadı gösterebilir. Bunu kabul etmeseniz bile en kötü senaryo üzerinden tedbir almak durumundasınız. Bu mesele çok ciddi. Mesele sadece sol/sosyalist grupların yediği naneler değil bizim çocukların nasıl yetiştiği, dünyaya nereden baktığı meselesi.
Noksanlıklar tespit edilmeli, en kısa vakitte telafi edilmeli, evlatlarımızın ufuklarını açacak onlara ahiret öncelikli bir dünya hayatının olduğunu, ölümün, hesabın olduğunu hatırlatacak bir istikamet belirlemeliyiz vesselam…