Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2016’dan 2019’a kadar Suriye’nin kuzeyine dört kara harekâtı gerçekleştirdi.
Sayın Erdoğan, ABD’ye defalarca rest çekti.
Özellikle Afrin’e yapılan harekât, pek çok yabancı devlete rağmen gerçekleşmiştir.
Beş sene önce, Cumhurbaşkanı Erdoğan Suriye’deki PKK’lıların hamisi olan ABD'ye yönelik; “Münbiç'ten çıkın! Oraya, toprakları asıl sahiplerine teslim etmek için geleceğiz” demişti.
Bu söz, çok uzak olmayan bir zamanda gerçek olacak. Buna emin olabilirsiniz.
Nasıl böyle emin konuşabiliyorum?
Bakınız…
Zaman ve zemin mi dersiniz, rüzgârın estiği yön mü dersiniz bilmem ama şu bir gerçek; dünyada denklemler ve güç odakları değişiyor. Küresel anlamda sosyolojik ve siyasi olarak büyük depremler yaşanmakta. Bu kriz ortamı, yeni aktörlere alan açmakta. Potansiyeli olan, sahneye çıkıyor.
“Yüz yılda bir dünya yeniden kurulur” derler.
Osmanlı sonrası yüz sene duraklama moduna geçmiş bir ülke olan Türkiye, sistem değişikliği ile birlikte şahlanışa geçmiştir.
Ülke, kendi iç muhasebelerini tamamladıktan sonra, etrafında yaşanan gelişmelere daha iyi odaklanabildi ve şu an hiçbir fırsatı kaçırmıyor, anlık müdahil oluyor ve “özne” olarak süreçlere katılım sağlıyor.
Diplomaside proaktif politika izleyen Türkiye, savaş ve çatışma süreçlerinde çözüm odaklı ve barış zemininde bir anlayış sergiliyor.
Gerektiğinde de sert gücünü ortaya koymaktan çekinmeyen Türkiye gerek Güney Kafkasya gerek Kuzey Suriye ve gerekse Kuzey Irak’ta teröristlerle mücadelede büyük başarı gösteriyor.
Ve bugüne geldiğimizde en güncel soru bu; “5. Kara Harekâtı hayata geçer mi?”
Çok net cevap veriyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz günlerde yeni bir harekât için “zemin meselesidir” demişti. Yani konjonktür oluştuğunda fırsat kaçırılmayacak.
Göreceksiniz, önünde sonunda güneyde “güvenli bölge” tamamlanacak ve teröristler tamamen temizlenecek.
Şimdi kayda düşülecek güncel yaşananlara şöyle bir bakalım ve bir hususa dikkat çekelim.
Ne olmuştu?
Meclisin yeni yasama yılının açılışında İçişleri Bakanlığı önünde terör girişimi hayata geçirildi.
Aynı gün teröristlerin PKK’lı olduğu netleşti.
Ve yine aynı gün Irak’ın kuzeyine hava operasyonu gerçekleşti.
Ardından Dışişleri Bakanı Hakan Fidan çok net konuştu ve mesajları adrese teslim bıraktı.
Sayın Fidan, bundan sonra PKK'nın Irak ve Suriye'deki tüm tesislerinin meşru hedef konumunda olduğunu belirterek "üçüncü taraflar uzak dursun" uyarısında bulundu.
Peki sonrasında ne oldu?
Suriye’nin kuzeyindeki Tel Rıfat, Cizire ve Derik bölgeleri başta olmak üzere bölücü terör örgütüne ait çok sayıda hedef imha edildi. Teröristlerin kullandığı petrol tesisleri ve depolar Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından vuruldu. Fırat Kalkanı bölgesinde 26 terörist etkisiz hâle getirildi.
CHP VE MEDYASI İLGİNÇ!
Türkiye’nin teröre verdiği cevap, çok ilginçtir ki Fransa’dan Almanya’ya, ABD’den İngiltere’ye gündem oldu ama ülkenin ana muhalefet partisinin gündemine giremedi.
Ne askere selam ve dua ne de bir destek mesajı…
CHP, hiçbir sosyal medya hesabında operasyonu destekleyen bir mesaj yayımlamadı. Kemal Kılıçdaroğlu ise ABD’nin ağzıyla kaybedilen SİHA üzerinden tezvirat yaptı. CHP medyası da aynı pozisyonu aldı.
Operasyonda etkisizleştirilen teröristler üzerinden PKK’ya ve hamisi ABD’ye “Mesaj öyle değil, böyle verilir. Ne işiniz var burada” diyebilirlerdi. Fakat, hayır!
Pozisyonları çok büyük sorular sorduruyor ve Türk kamuoyu her şeyin farkında!