‘İstemezükçü’ takımın, diğer bir ifadeyle yıkım ekibinin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce CHP zihniyetinin bu memlekete bir çivi dahi çakmadığı iddialarına cevap verirken, ‘Sümerbank, Etibank ve Tekel’i’ saydı.
Cumhuriyetin kuruluşundan Menderes’in iktidara geldiği 1950 yılına kadar 27 yılda sayabildiği bu kadar…
Ve bir de heykel…
Deseydik ki, elektronik araç da neymiş onun heykelini yapalım…
Hiçbir İtiraz gelmeyecekti…
Adnan Menderes idam sehpasına gitmeden evvel radyoda şöyle bir konuşma yapmıştı;
“Türkiye’miz bugün asırlarca yapılamayanların on sene içerisinde nasıl yapıldığını, memleketin bir baştan öbür başa her birisi bir kıymet olan sayısız eserlerle nasıl donanmış hale geldiğini görmektedir.
Ziraatta, sanayide, madencilik ve nakliye ekonomisinde velhasıl iktisadi hayatın bütün kollarında Türkiye’nin nasıl akla sığmaz bir süratle bir asırlık bir mesafeyi bir on sene içinde aldığını görmekteyiz.
İktisadi kalkınma, içtimai düzen ve ileri bir cemiyet olmanın bütün şartlarını muayyen bir nizam ve ülkü içerisinde nasıl hep birden ele alınıp tahakkuk yoluna konmuş olduğunu vatandaşlar görmektedir.
On sene evvelle bugünü vatandaşlar kıyaslayabilmekte ve hükümlerini vermiş bulunmaktadırlar.
İşte bu şartlar ve bu vasat, ayaklanmanın şartları ve vasatı değildir. O halde bir takım suni ve uydurma yollardan ve sözlerimin başında arz ettiğim şekilde bir ayaklanma hareketi tahakkuk ettirilebilir mi diye memleket, hazin, elim ve meşum tecrübelerin sahası haline getirilmek isteniliyor.
…
Bu sebeple mütemadiyen yalan haberler, korkunç dedikodular, tahripkar şayialar ortalığa salınacak, her yerde vatandaşın idraki zaafa, iradesi felce uğratılacak.
İşte usul bu, taktik bu.”
Evet, usul ve taktik değişmemiş.
Aynı tarz saldırıya devam ediyorlar.
Çok şükür ülkemiz darbeler ve idamlar dönemini zor da olsa atlatmış durumdadır.
Velakin, CHP kalkınmacılığı denildiğinde akıllarına Sümerbank, Etibank, Tekel ve heykelden başka bir şey gelmeyen zihniyetin kara propaganda dönemi henüz aşılamamıştır.
Menderes’i idam ettiler…
Barajlar kıralı Süleyman Demirel’i 6 kere gidip 7 kere gelmek zorunda bırakarak çalışamaz hale getirdiler.
Özal’ı da aynı zalimane takdirlerle boğmayı başardılar.
Ya Erbakakan’ı…
Bir dava adamı, ağır sanayici hamlesinin mucidi Erbakan’a nasıl zulmettiler hala dün gibi hafızalarımızda.
Erbakan’a muhabbet duydu, onun tarzı siyasetini benimsedi diye Tansu Çiller’e dahi etmediklerini bırakmadılar.
Varını yoğunu aldılar.
Ve Erdoğan.
18 yıldır hedeflerindeki tek adam Erdoğan…
Bir çivi çakamayan, göreve gelir gelmez ‘Temel Atmama Töreni’ gibi saftirik eylemlere imza atan bu zihniyet, Erdoğan’ı yese doymayacak…
Bu temel atmama töreninin mucidi, yapraklara fısıldayan bilge başkan İmamoğlu, şimdi de çıkmış Erdoğan ile karşılıklı görüşürse Kanal İstanbul’un yapımından vaz geçirebileceğini söyleyerek ortalıkta arzı endam ediyor;
‘Kanal İstanbul demek, bu milleti sevmemek demek’miş…
Yahu sen kimsin, bırak caz yapmayı.
Bir düşün şu milletin, bu memleketin yakasında artık…