Bir karne dönemi daha geride kaldı. Bir dönem boyunca öğrenciler, öğretmenler ve veliler emek verdiler. Elbette her öğretmen emeğinin karşılığı almak için çaba sarf eder, her öğrenci hayat sınavının basamakları olan karnelerini en yüksek başarıyla almak ister. Ve tabi ki her anne baba çocuğunun başarısıyla gurur duyar. Esasında eğitimin her üç ayağında da başarı hedefi ortak nokta olarak karşımızda durmaktadır. Eğitimdeki başarı olgusuna bakışlar da elbette farklı farklıdır.
Veli davranışları
12 yıllık eğitim öğretim hayatı boyunca veliler çocuklarını ne kadar takip etmekte, çocuklarının akademik ve karakter eğitiminin ne kadar destekçisi olabilmektedir? Velilerin eğitim öğretime aktif katılımı öğrencilerin anaokulu ve ilkokul seviyesinde olmaktadır. Özellikle bebeklikten ilk çocukluğa geçiş yaşı olan 3-7 yaş aralığında anne babalar biraz da duygusallıkla ve korumacılık güdüsüyle okulların ve öğretmenlerin müdavimleri olmaktadır.
Fakat ortaokulda velilerin ilgisi, takibi ve desteği yavaş yavaş azalmakta iş öğrenci ile öğretmen arasında kısmen velilerin desteği ile devam etmektedir. Asıl mesel velilerin lise hayatı boyunca neden çocuklarını ya çok az takip etmeleri ya da hiç okula uğramamaları meselesidir. Ergenliği ve bağımsız birey olmayı en şiddetli olarak yaşayan gencimiz lise hayatı boyunca arkadaş ortamına, sanal âleme ve kendi haline terk edilmektedir. Başarı ya da başarısızlıkta bu sürecin sizce etkisi yok mudur?
Belki de en büyük hata öğrencileri sadece aldıkları notlarla ve belgelerle değerlendirmektir. Tüm çocukların birinci olduğu bir toplum düşünebiliyor musunuz? Herkes kendini doktor, mühendis, avukat olarak görecek ve toplumun tamamı akademik yönden üst seviyede olacak. Böyle bir toplum yapısı yoktur dünyamızda. Fakat hangi mesleği yaparsa yapsın tüm toplumun güzel ahlaklı olması, adaleti, barışı, sevgiyi, saygıyı kuşanması mümkündür.
O halde lütfen çocuklarımızı testle tost arasına hapsetmeyelim. Onların severek yapacağı işleri destekleyelim. Belki de asıl gelişmişliği o zaman yakalama imkânı bulacak bu asil millet.
Öğrenci davranışları
Öğrenciler esasında ilkokulda velilerin desteklerinden memnun olmaktadırlar, ortaokulda biraz yuvaya bağlı biraz bağımsız olma isteği ile ilgisini farklı mecralara kaydırabilmektedir. Tam da burada okulun, öğretmenlerin ve elbette velilerin çocukları olumlu kanallara yönlendirmeleri, iyi davranışları ödüllendirmeleri kötü davranışlara uygun yöntemlerle müdahale etmeleri gerekmektedir.
İyi bir üniversite eğitiminin iyi bir lise eğitiminden geçeceği asla unutulmamalıdır. Öğrencilerin bu süreçte kitap okumaları çok ama çok önem arz etmektedir. Çocukların kişisel gelişimlerinin sağlıklı yürütülebilmesi için belki de en fazla ilgiye ve desteğe ihtiyaçları olacağı dönemdir ortaokul yılları. Fakat bu dönem aynı zamanda gençlerin modaya, sanal ortama, ergenlikle ilgili konulara en fazla yöneldiği zaman olmaktadır.
Öğretmen davranışları
Milli Eğitim Bakanlığı’nın en tepeden en tabandaki çalışanına kadar hemen herkes okul başarısı gündeme gelince üniversiteye yerleştirilen öğrenci sayısına ya da sınavda çıkarılan net sayısına bakmaktadır. En büyük kıstasın sınav başarısı olduğu bir sistemde farklılıklar ve bireysel kabiliyetler ortaya çıkamaz. Her okul türünün farklı kıstasları olmalı fakat en önemli kıstasın güzel ahlak ve kaliteli ve sağlam karakterli insan vasfı olması gerekmektedir.
Çocuklarımız her zaman değerlidir, aldığı belgeye bakmaksızın bizler için önemlidir.