AK Parti’de şu ana kadar İstanbul, Ankara, Bursa, Düzce ve Niğde olmak üzere 5 il belediye başkanı istifa etti. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Edip Uğur’da bugün kararını açıklayacak, yani karar safhasında, onu koltuğa oturtan liderinin talimatını hala düşünüyor. Melih Gökçek, 23 yıllık başkanlık dönemini bitirirken önemli bir şey söyledi: “Bizden görünüp bizden olmayan.” Bu şu demek oluyor; Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın istifasını istediği isimleri birileri arayıp “Sakın istifa etmeyin, biz arkanızdayız” demiş. Hatta o isim değil, isimler Edip Uğur’u da sürekli aramış, Uğur belki de ondan karar vermekte zorlanıyor. Açıkçası istifa etmeme ihtimalini görmüyorum. CHP, AK Parti’deki değişimi, dönüşümü çarpıtıyor. Neden çünkü CHP’de koltuğu oturulmaz, yapışılır, tapusu alınır. Misal Kılıçdaroğlu, 8 seçim kaybetti, şimdi 9. için erkenden yapalım diyor, istifa etti mi? Hayır. Tam aksine partinin genetiği ile oynayarak koltuğuna sıkı şekilde oturdu. Fark şu; Kılıçdaroğlu kaybetse bile koltuğunda kalır, AK Parti’liler kazansa bile liderin talebi doğrultusunda ikbalinden vazgeçer, dava şuuruyla hareket eder.
Gelelim asıl soruya: 5 belediye başkanı neden istifa etti? AK Parti’de “Metal yorgunluk” kapsamında yapılan değişimlerin kriterleri var. 1- FETÖ’nün 17-25 Aralık darbe girişiminden sonra kim Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı verdiği bağımsızlık mücadelesinde yalnız bıraktı? 2- 16 Nisan referandumunda kim yeteri kadar çalışmadı ya da örtülü şekilde “Hayır” çıkması için yanıltıcı, sistemi çarpıtıcı mesajlar verdi, alın teri akıtmadı? 3- AK Parti’nin farklı birim başkanlıklarının yaptığı anketlerde vatandaş hangi belediye başkanlarından şikayetçi. 4- Millete hizmette kimler geride kaldı? Bütün mesele bu 4 soru ekseninde gelişiyor.
5 belediye başkanının görevden alınmasında isim isim irdelememek kaydıyla 1 ve 3. sorular ön plana çıkıyor. Cumhurbaşkanımız bizatihi kendi ağzından söyledi: “Sadece milletim bu mücadelede beni destekledi.” 1 Kasım’dan önce ve sonra yaşanan milletvekili, bakan, başbakan yardımcılarının değişiminin manası buydu. Hatta görevinden alınan eski bir başbakanda yeteri kadar mücadele vermedi. Ankara, İstanbul, Balıkesir’de referandum sandığından “Hayır” çıktı. Ankara ve İstanbul’suz seçim kazanmak çok zor lakin, Anadolu Türkiye’nin ayaklarındaki prangayı kırdı. AK Parti’deki en küçük teşkilat biriminden, en üst düzey bakana, genel başkan yardımcısına kadar herkesin en az Erdoğan kadar çalışması, en az onun kadar dertlenmesi, en az onun kadar büyük Türkiye arzulaması lazım ki hem AK Parti hem Türkiye güçlü olsun. Erdoğan’ın metal yorgunluğu çerçevesinde yaptığı değişimin özü budur, genç, çalışkan ve imanlı bir kadro.
Zannediyorum ki, il belediye başkanlarının ardından sıra ilçelere de gelecektir. Kaynaklarımın çok fazla olduğu numarası yapamam ama en sağlamlarından bir tanesi İstanbul’da “Muhafazakar” olan, 16 Nisan’ı kaybeden ya da kıl payı kazanan 4 ilçe belediye başkanının kısa süre sonra istifasının isteneceğini söyledi, dediğimi 4 ilden 3’ü İstanbul’un kalbi, diğeri ise yeni yapılaşmaların çokça yaşandığı bir ilçe. 2019 Türkiye için ya tamam, ya devam anlamını taşıyor. Eğer AK Parti 2019’u kazanamazsa, Türkiye 100 yıl daha ayağa kalkamaz.