Bayramla yenilenmek, eskisi gibi

Abone Ol

Modern hayat tarzının dayatmalarından biridir bireysellik. Sülale isimleri ve geniş aile birlikteliklerinin çok önemsendiği zamanları yaşadık asırlardır. Bir düğün varsa bırakın akrabaları komşular, aynı mahalleliler davet beklemeden düğün sahibinin yükünü hafifletmeye koyulurlar. Hele bir cenaze varsa o gün işe gidilmez, cenaze sahibinin acısını paylaşma adına düğün tarihleri ertelenir, eğlenceler ya aptal edilir ya da gizli yapılır.

Bayramlar… Hani bir hüzünle terennüm eder diller. “Nerede o eski bayramlar” Benim insanım son kırk yılda hesap edemediği bir değişim yaşadı. Köyler boşaldı, kentler fazla vermekte. Her şeyin bir bedeli var. Kentli olmak beraberinde bazı değerleri kaybetme riski taşımakta. Kentlerde yan binada ölen insanın acısı sizin binanıza ulaşamıyor. Varlığından bihaber olduğunuz komşunuzun düğünü size pek bir şey ifade etmiyor. Tüm duygular süslü davetiyelerin gelip gelmemesine bağlı.

Bayramlarda ana kucağı baba ocağı denen yerlere akın olurdu. Mezarlar ziyaret edilir, iki bayram arasında ölen kişilerin evleri taziye ziyareti için ziyaret edilir, Kur’an- Kerimler okunurdu. Ailenin en yaşlılarından başlanarak tek tek ziyaretler yapılırdı. Aile dediysem çekirdek aile değil Sülale yani akrabalık ilişkisi bulunan herkes.

Camilere gidilirdi namazda birilerini görebilir miyim diye. Namaz çıkışlarında bayramlaşma merasimi yaşanırdı tekrar.

Dostlar bu satırları yazan fani kırklı yaşlarda. Yani eskiden derken öyle elli yüz yıldan bahsetmiyorum. Bize bir şeyler oldu dostlar. Bize birileri sissizce tuzaklar kurdu, oyun üstüne oyun. Bizse adeta onların oyuncağı. Celladına aşık olan mahkum.

Yeni nesil tüm anlatılanlardan bihaber. Eski nesil olanlardan bir grup da ne oldum delisi. Aşağılık kompleksi yaşamakta.

Onlar gibi olsanız da onlar sizi kendilerinden kabul etmiyor. Tüm zoraki gülümsemeleriniz beyhude. Yiğit düştüğü yerden kalkar. Bayramlar beş yıldızlı tatil mekânlarının dolup taştığı yerler olmaktan çıkmalı. Zaten yalnız olan insanlar bu defa otellerin odalarına hapsolmakta. Acılar paylaştıkça azalır, sevinçler artar elbette paylaştıkça. Bir de hayır dua almak var.

Yeri göğü kuşatan ana babanın duası, sıla-i rahim edenlerin birbirine niyazı. Gönül ne kahve ister ne kahvehane gönül sohbet ister kahve bahane. Tüm sezonun yorgunluğunu atmak için bayram bir fırsat. Sosyalleşmek, yalnızlığından kurtulmak isteyenlere… Unutma sen bile unutursan geldiğin yeri, oyun oynadığın sokakları, lokmalarını paylaştığın arkadaşlarını. Sana gözü gibi bakan komşularını…

Oyun, komşu, akraba bilmeyen, teknolojinin yetiştirdiği yarı robot evladın seni hatırlar mı dersin?

Tüm küçükler adına büyüklerin ellerinde hürmetle öpüyorum. Bayramınız bayram ola…