Yerel seçimler yaklaştıkça meydanlar kızışmaya başladı. Kimileri çok önceden kendilerini açık ederek toplumda ve siyasette hedef haline gelirken; kimileri ise bürokrasi ziyaretleriyle birlikte tabiri caizse ortam koklaması yaparak kendilerine taraftar grubu oluşturmakta.
Burada ele alınması gereken aday grubu ise aceleci davranıp kendini açık ederek hedef haline gelen aday kitlesidir. Bu aday kitlesinin başında ise CHP Milletvekili Gürsel Tekin gelmektedir. Geçtiğimiz günlerde yapmış olduğu birkaç gaftan sonra siyasetin ve toplumun hedefi haline gelen Tekin’in İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı çıkmaza girdi diyebiliriz. Bunu derken yaşamış olduğu “gömlek vakası”nı kastetmiyorum. Gömlek vakasıyla atlatabilseydi iyi gibiydi. Lakin Tekin’in basın açıklamasında beyan ettiği mal varlıkları gömlek vakasını geride bıraktı. 9 villa, 11 şirket, 7 benzin istasyonu sahibi bir halk fırkalı için bin liralık gömlek vakası biraz ucuz ve basit.
Tekin’in yaşamış olduğu bu olay bizlere Richard Sennett’in Beraber adlı kitabında bahsettiği Sosyal sol-Siyasi sol ayrımını hatırlatmaktadır. Siyasi sol terimi, büyük politikaya ve iktidar mücadelesine odaklanmış sol faaliyeti anlatıyor. Partiler, sosyalist örgütler… Sosyal sol ise, öz yardım ve dayanışma örgütlenmesine odaklanmış sol faaliyettir. Yoksullarla gönüllü uzmanların omuz omuz verdiği örgütlenmeler. Sennett kitabında siyasi solla sosyal solun arasındaki kopukluktan ve yüzyıllardır bir araya gelememesinden bahseder. Onun bıraktığı yerden düşünmeye devam edersek Tekin’in gaf yapıp kendini zora soktuğu duruma gelmekteyiz. Tekin, halkın yoksulluğu üzerinden siyaset yapmaya çalışırken, sosyal sol’u göstermeye çalışırken aslında kendisinin siyasi sol’a hizmet ettiği görülmüştür. Ve kral çıplak dedirtmiş, bilinçaltını kendi kendine ele vermiştir. Söylemde sosyal solcu olup eylemde siyasi solcu olmak yerel seçimlerde CHP için sonun başlangıcı demektir.
Bir diğer gündem meselesi olarak yerel seçimler için yapılması planlanan ittifaklar meselesine değinmek yerinde olacaktır. İttifak noktasında hâlihazırda iki partinin ittifak çalışmaları olduğunu görmekteyiz.
Genel seçimlerde Cumhur İttifakı olarak seçime giren AK Parti ve MHP bu ittifaktan başarı elde ederek, bu başarının yerel seçimlerde de sürdürülmesi noktasında kısmen anlaşmaya varmışlardır. İttifakın geçerli olacağı yerlerde AK Parti’yi temsilen Tutucu sağ ve MHP’yi temsilen Milliyetçi Toplumcular arasında bir koalisyon inşası yoluna gidilip halkın karşısına tek bir noktaya odaklanan bir pankart arkasında yürüme fikrine haiz adaylar çıkarılmalı. Bu noktadan hareketle çatışan aktörlerin ve fikirlerin birleştirilmesi karşı cephede yaşanacak ittifakın belini kıracaktır.