Kavgalar vere vere geldi o adam bu günlere…
Yasakları aşa aşa…
Zindana attıklarında biliyordu bu öykü böyle yarım kalmayacaktı…
Çünkü onun niyet ettiği bin yıllık düşleri vardı…
Şimon Peres gibi katillere durun bir dakika diye haykırıp dünyanın dikkatini vicdan azlığına, merhamet kıtlığına çektiği gün Fatih olmuştu Gönüllerde…
Bizans artıklarını ürkütüyordu her hamlesinde…
Zalimlerle savaşa savaşa geldi bu günlere…
Rahat yoktu, huzur yoktu, kolay yoktu direnmek ve de bilenmek vardı onun imtihanında…
Zor zaman kaç asırdır gölgeydi onun en çok sevdiği vatanına…
Kaç asırdır mahzundu vatanı biliyordu ruhunda…
Milletin yorgun omuzları duruyordu onun yiğit sırtında…
Necip atasına duyduğu aşkın, vatanına olan vefanın, milletine olan borcunun her daim bilinci ile yaşadı o adam…
Bir kez mahcup etmedi bu kadim milleti…
Öz ruhunu ortaya koyan, öz güveni olan bir millete yenilgi yoktur aşısını gönül dünyasında üretti…
Devletini sımsıkı tutmanın bin yıllık mübarek geleceğini yeniden ayağa kaldırmanın getireceği Zafer baharlarını kazıyordu benliğimize…
Ekonominin nefes dahi alamadığı bir memleketi üç memleket büyüklüğüne getirdiğinde söyle diyordu…
Yeter miydi…?
Onun için yetmezdi, çünkü bu topraklar çok önemliydi ve emanetti…
Oyunlar bozan bir diyarın lideriydi, yükü ağır, imtihanı zor, ama iman varsa imkân vardı…
Bir secde anında bükülen omuzlarında Bosna’yı buluyordu, bir anında ise Myanmar’ı, Arakan derken büküldükçe beli bükülüyordu…
Afrika kaç ömür çalmıştı kederi ile o adamdan ancak Allah biliyordu…
Artık yeniden tarihin bu kadim milleti ve vatanı çağırdığını ilan ediyordu…
Balkanlar, Ortadoğu, Asya, Afrika beklenen millet dirildi diyordu…
İzzetini paraya satanları, bulanık su sevenleri, adalet duygusunu yitirenleri bir bir ifşa ediyor…
Oyunlar bozuyor, oyunlar kuruyordu…
İşte kimilerinin genlerindeki kin damarı ile sevmediği…
Kimilerinin ise Müslümanca siyaset yaptığı iddiası ile kin bilendiği o adama bastonsuz Abdülhamid denildi…
Bak güzel kardeşim seven niye sevdiğini bilsin, unutmasın ne günlerden gelindiğini…
Ey kine bulananlar anlıyoruz niye sevmediğinizi…
Beyninizi kimlerin işgal edip yerle bir ettiğini…
Tüm dünyanın üstüne oyun kurduğu bir adamı, tüm mazlumlar seviyorsa mesele bitmiştir…
Yenilmez lobisi var denilen katil İsrail’i…
Dünyanın en güçlüsü dediğiniz katil Amerika’yı yenmedi mi?
Ve dünyanın adalet ve merhamet damarını geliştirmekte öncülük etmedi mi?
O yüzden soylu kıyamında Erdoğan’ın yanında yürümek vicdanın yanında yürümektir ve de şereftir…