Medeniyet, insan ilişkilerini sıcak bir düzlemde tutan, karşılıklı fikir alış verişine açık, saygıdaki itinayı en geniş boyutta yaşatan bir olgudur.
Kişinin sevdiğine teslim oluşu, muazzam bir haz! Teslimiyetin sırrını bilmeyenler, sevgi potasında erimenin hoşluğunu, zarifliğini de anlayamazlar. İnanmak, kalp huzurudur. Allah’ a olan sevgi, aşk kulu Kur’an-ı Kerime yönlendirir. Orada sevdiğinin izini süren kul, tarifsiz bir haz yaşar. Aşkın ruhta kemal buluşu, insanı güçlü kılar. Boşluğun dalgalanışı, ruhta hâkimiyet kuramaz. Kur’an-ı Kerim de Allah, tesettür ayetini sunuyor. Ve inanan kadın, Allah için örtünüyor. Bu özel çizgiye saygı göstermek, medeniyettir. ‘Kadınlar erkeğin kölesi, erkek istediği için, kapanıyorlar’ diyenler bu çürümüş, kokuşmuş zihniyetten ne zaman çıkacaklar acaba. Kapanmak, Allah’ın emirlerini yerine getirmek bir gönül işi, baskı değildir. Yanlış algı için, görsel saha alabildiğince kullanıldı. ‘Dar Elbise’ gibi birçok filmler çekildi kadını koruma babında. Göz ardı edilen gerçeğin altı çizilmedi hiçbir zaman. Evet, ‘Her kadın annedir’ keskin çizgisi, es geçilmedi değil mi? Reklam ve ticari perdenin arkasında, hiçe sayılan manevi değerler de yok. Bir yandan kendi annesini kızını, karısını korumak için, modernleşme ile savaşan erkek! Diğer yandan başka kulvarda modernleşme yolundaki kadını destekleyen yine erkek! Başörtüsü ile uğraşmayı takıntı hale getirenler, tek başına kadını incelediğinde, ailedeki sevgisizliği araştırdığında medeniyet ile tanışacak. Anlamak, medeniyetin en detaylı parçasıdır çünkü.
İnsanlık; din, dil, ırk ayrımı yapmadan, ayrıştırmadan birbirini kucakladığında son bulur kötülüğün dili. Ailemize, dostlarımıza önce saygıyı yüklemeliyiz sonra sevgiyi. Birbirimizi anlamak ve birbirimizde zenginleşmek için, saygıya ihtiyacımız var! Medeniyet kendi sınırlarını bilen, başkasının yaşam alanına tecavüz etmeyen, psikolojik şiddet uygulamayan, insanı olduğu gibi kabul eden bir üst dildir. Kendi hududunu ve yerini bilen insan, medenidir. Özgürlüğü savunan insan, başkasının özgürlüğünü kısıtlamak için uğraşıyorsa o özgürlük anlayışında sorun vardır. Bugün Türkiye’ de metroda, durakta, parkta kadına başörtüsünden dolayı hakaret ediliyorsa, Türkiye her alanda sanat da dâhil yerinde saymaya devam edecektir. Sınıf ayrımı, kişisel yaşama saldırı kısır bir döngüden başka bir şey değildir.
Şiddet gören kadınlara bakalım! Eşi tarafından ihanete uğrayan, çocukları ile ekonomik savaş veren kadın dünyasına inelim. O yangında açık, kapalı ayrımı var mı? Hayır, Açık kapalı kadın sorunu yok.Kadın mağduriyeti var! Boşanmaların artmasının, ailenin parçalanmasının temel nedeni, sevgisizlik. Renginden, şeklinden, kıyafetinden değerlendiriliyorsa insan, insanlık anlayışımızda sorun var demektir. Bugünün penceresine, Rıfat Ilgaz’ın dizelerini bırakıyorum: “Senin gözbebeklerin var ya kadın kadın gülen/İnsan insan bakan gözbebeklerin/beni tutsa tutsa gözlerin tutar ayakta” İnsan kalmanın güzelliğiyle gözlerinize emanetsiniz. Selam ile…