Başkanlık bir ihtiyaç mıdır?

Abone Ol

Başkanlık tartışmalarının gündeme ilk geldiği zamanlardan beridir dile getirdiğimiz şey düşünülen başkanlık sistemi millete iyi anlatılırsa ihtiyaç olduğu aşikâr olmuş olacağıdır.

Çünkü bir şey ihtiyaç değilse talibi yoktur. Tarih boyunca insanlığın bir şekilde ürettiği, icat ettiği, ortaya koyduğu her gereç bir ihtiyaca mukabil şekil almıştır. Yine tarih boyunca her sosyal gelişme de bir ihtiyaca binaen oluşmuş ve kanlı ya da kansız şekil alabilmiştir.

Örneğin Magna Carta, -Anayasa uygulamalarının ilki olarak da kabul edilir- 1215 yılında imzalanmazdan önce krala karşı oluşan toplumsal halk tepkisinin bir sonucu olarak görülür.

Krala isteklerini ileten toprak sahiplerinin istekleri kral tarafından söz verilmesine rağmen yerine getirilmeyince toprak sahipleri İngiltere’nin önemli yerlerini ve şehirlerini ele geçirince kral istemeyerek de olsa kendi yetkilerini kısıtlamıştır.

Ya da Fransız reformu Katolik kilisesinin aşırı zenginleşmesi, zenginleşmek için halkı sömürmesi buna paralel olarak yozlaşması, siyasetle iç içe olması ve dünyevileşmesi gibi birçok din adamının tepkisini çekmiş ve reform hareketlerine yol açmıştır.

Ya da daha yakın zamana gelindiğinde Osmanlı’nın son döneminde Tanzimat Fermanı yine toplumsal beklentilerin veya rüzgârların etkisiyle imzalanmak zorunda kalınmıştır.

Başkanlığın bir rejim meselesi olmadığını, bir tek adamlık durumu oluşturmadığını, seçimin eşit dağılımının Meclis’e yansıyacağını, kuvvetlerin ayrı ayrı olmasının yerine tek kuvvetin millet olduğunu, çift başlılığın en küçük işte dahi problem oluşturduğunu, federal yapı da demek olmadığı bundan dolayı da bir bölünme demek olmadığı anlatıldığında bir ihtiyaç olduğu anlaşılacaktır.

Dolayısıyla bir şey ihtiyaçsa alınır. İhtiyaçsa kabul edilir. İhtiyaçsa talep görür. Başkanlığın ihtiyaç olduğu ile ilgili herhangi bir şüphemiz yoktur. Zira birçok aksaklığın pratik olarak çözümlendiği bir sistem olarak önümüzde aleni durmaktadır. Dinlemeden karşı duran ve daha iyi bir alternatif sunmadan eleştiren herkesin niyetinin kötülüğüne şahitlik edebiliriz…