Başkan Erdoğan “3 çocuk” diyor; “İstanbul Sözleşmesi yaptırmam” diyor!

Abone Ol

Geçtiğimiz hafta Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan Yaşlılar Şurası’nda Türkiye’nin durumunun iç açıcı olmadığını dile getirdi. Sorun neydi; yaşlı nüfus oranının giderek artması ve 2040 yılında şimdiki yaşlı nüfusun 2 katına çıkacağını söylemesi. Buna çözüm önerisi olarak da gençlere en az üç çocuk mümkünse daha fazlasını tavsiye ettiğini söyledi. Ve aile bütünlüğü olan bir Türkiye istediğini dile getirdi.Lakin Aile Politikalarımıza bakarsak bunun pekte mümkün olmadığını söyleyebiliriz. Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yukarıda istemiş olduğu durumlar hâlihazırdaki İstanbul Sözleşmesi ve 6284’e göre bir suçtur. Şöyle ki İstanbul Sözleşmesi’ne göre “Çocuk Yapma Çağrısı” kadınlara psikolojik şiddet sayılıyor. Sözleşmeyi iyi okursanız bunu göreceksinizdir. Ben buradan Cumhurbaşkanı danışmanlarına çağrı yapıyorum Sayın Başkanımızı bilgilendirin lütfen.

Şimdi gelelim bir diğer meselemize; malumunuz aylardır bu köşeden gençlik ve aile noktasında çeşitli uyarılar yapıyorum. Bu meseleler üzerine çalışıyorum. Türkiye gençliği alanında master yaptım ve bu süreçte birçok gençlik kitlesiyle karşılaştım. Kitap hazırladım, makale yazdım ve araştırma yapmaya devam ediyorum. Bu sebeple buradan yazarken işkembe-i kübradan yazmadım. Her defasında aile ve gençlik hakkında değindiğim tüm sorunlar gün geçti hep karşımıza çıktı. Bunu en son yayınlanan TÜİK raporlarıyla daha da iyi anlayabiliriz aslında. 2018 Evlenme ve Boşanma İstatistikleri şöyle demekte; Evlenen çiftlerin sayısı 2017 yılında 569 bin 459 iken 2018 yılında %2,9 azalarak 553 bin 202 oldu. Boşanan çiftlerin sayısı 2017 yılında 128 bin 411 iken 2018 yılında %10,9 artarak 142 bin 448 oldu. Bu rakamlardan şu sonuç çıkmaktadır: Aile, Gençlik ve Kültür Politikalarımız İflas Etti.

Cumhurbaşkanımızın üç çocuk politikası bir şekilde engellenmektedir. TÜİK raporlarından da anlaşılacağı üzere evlenmeler azaldı, boşanmalar arttı. Ve evlenmek isteyenlerin sayısı gitgide düşmektedir. Sebebi ise; İstanbul Sözleşmesi ve 6284’tür. Örneğin; İngiliz sermayeli yeşil renkli Osmanlı Bankası nasıl ki Osmanlı ekonomisini yediyse, AB zihniyetli İstanbul Sözleşmesi Türkiye toplumunu kökünden bir fare gibi kemirmektedir. Hem de bunu muhafazakârlar eliyle yapmaktadırlar.

Süresiz nafaka, çocuk icrası, erkeğin evden uzaklaştırılması, kadının beyanı esastır (6284), İstanbul sözleşmesi (aslen neslin bozulmasını içerir), mal paylaşımı bu uygulamalar sayesinde gençler özelliklede erkekler evlenmekten korkmaktadırlar. TÜİK raporları da göstermektedir ki aile üzerinde oynanan oyunlar belli ki işe yaramaktadır. Bu işe dur demeliyiz. İslam dünyasında aile bitiyor. İstanbul sözleşmesi, aile kurumuna zarar verdiği için bazı Avrupa ülkeleri, 80. Maddeyi işletip sözleşmeden çekildi. Türkiye’de bu sözleşmeden çekilmeli ve 6284 sayılı kanunu ivedilikle kaldırmalıdır.