Gündem

Başbakan Yıldırım’dan Bosna Hersek’e FETÖ uyarısı: Türkiye’nin değil, dünyanın meselesi

Abone Ol

Başbakan Binali Yıldırım, Bosna Hersek’teki temaslarının son gününde medya kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi.

Burada Türkiye-ABD ve Rusya ilişkilerini değerlendiren Başbakan Yıldırım, Türkiye’nin her iki ülke ile ilişkilerin uzun bir geçmişe dayalı olduğunu belirtti.

Suriye’de DAEŞ ile mücadele adı altında terör örgütü YPG/PKK’yı silahlandıran ABD ile Türkiye arasında terör konusunda anlaşmazlığın sır olmadığını ifade eden Yıldırım, “ABD’nin, Türkiye’nin terör örgütü olarak tanımladığı grupları kullanarak DAEŞ mücadelesi yaptığını ve bunun yanlış olduğunu ABD’ye söylediklerini” dile getirdi.

“Bu anlaşmazlıklar geçici bir durum”

ABD ile Türkiye’nin yıllardır müttefik olduğunu, bir çok alanda ortak çalışma yürütüldüğünü belirten Yıldırım, “Yani terör örgütüyle Türkiye arasında bir seçim yapacak ülke olmaması gerekiyor. Dolayısıyla bu anlaşmazlıkların geçici bir durum olduğunu kabul ediyoruz.” ifadesini kullandı.

“Rusya ile ilişkilerimiz Bosna Hersek için avantajdır”

Rusya ile Türkiye ilişkilerine değinen Başbakan Yıldırım, “Rusya ile ilişkilerimiz Balkan ülkeleri genelinde ve özelinde Bosna Hersek için bir dezavantaj değil, avantajdır. Rusya ile iyi ilişkilerimiz bu bölgeye de olumlu yansıyacak.” diye konuştu.

“Bir nevi Muhacirler Devleti bulunuyor”

Başbakan Yıldırım, bugün vatansız insan sayısının 65 milyon olduğunu ve bir nevi “mülteciler devleti” bulunduğunu vurgulayarak, “Bunların hepsinin düşünülmesi lazım. Dolayısıyla ayrımcılık yapmak, ayrıştırmak bir insanlık suçudur. Farklılıkları zenginlik olarak göreceğiz, birlikte yaşayacağız, dayatmayacağız.” ifadelerini kullandı.

“FETÖ sadece Türkiye’nin meselesi değil”

15 Temmuz 2016’da 249 vatan evladının şehit edildiği hain işgal girişimini düzenleyen FETÖ’nün sadece Türkiye’nin değil dünyanın meselesi olduğunu belirterek, Bosna Hersek’e uyarıda bulunan Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:

Balkan ülkeleri ve özelde de Bosna Hersek’in rehavet içinde olmaması lazım. En büyük tehlike rehavettir. Şimdi şöyle derseniz, bu yanlıştır: ‘Bunlar bir şey yapmıyorlar. Okulları var, ne güzel gidiyorlar geliyorlar, insanları eğitiyorlar, ticaretle uğraşıyorlar, insanlara faydalı oluyorlar, basın, yayın, İslam dinini anlatıyorlar.’ Böyle olmadığını gördük. Türkiye bunu yaşadı. Onun için rehavete gerek yok. Niye gerek yok? Çünkü bunların akılları kendi akılları değil. Bunlar akıllarını kiraya vermişler. Bunlar belirli emperyal güçlerin adeta bir istihbarat örgütü gibi çalışıyorlar. Bunlar gizleyerek çalışıyor. Nasıl gizliyorlar? İslami değerleri kullanıyorlar, aranıza giriyor, sizin gibi yaşıyor, sizin gibi davranıyor ama kafası başkası tarafından yönetiliyor. Günün birinde yeterli gücü kazandığında da düğmeye basıyorlar. O yüzden bugün buradaki davranışları Bosna Hersek’teki dostlarımızı, kardeşlerimizi rehavete sürüklemesin, yanıltmasın. Bir Müslüman insan öldürür mü? Masumu öldürür mü? Devletin silahını, tankını, topunu çalarak insanların üzerine ateş edilir mi? Biz bunu yaşadık. İstiyoruz ki dostlarımız yaşamasın.”