Türkiye ile birlikte tüm bölgesel ve küresel güçlerin “Bu yoldan geri dönün” çağrılarına kulak tıkayan IKBY lideri Mesud Barzani dün referandum yaptı. Bu inadı ona asla fayda getirmeyeceğini o da görecek. Yıllarca Türkiye’nin desteği ile yol alan Barzani şimdi referandum inadı ile tüm köprüleri yıktı.
Mesut Barzani ilk kez Türkiye’ye 20 Şubat 1992 tarihinde geldi. Bu ziyareti o dönem Milli İstihbarat Teşkilatı ayarladı. O dönem terör örgütü PKK ile yoğun bir mücadele içinde idik ve Barzani’nin bu konudaki duruşunu da merak ediyorduk.
Devlet kayıtlarına göre o dönem Barzani Silopi’den Diyarbakır’a askeri helikopterle getirildi. Diyarbakır’dan Ankara’ya THY uçağıyla geldi.
Dönemin MİT Müsteşarı Korgeneral Teoman Koman, Mesud Barzani’yi, Yenimahalle’deki MİT tesislerinde misafir etti.
Gizli tutulan ziyaret daha sonra basına sızdı. Barzani’yi dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, Başbakanlık binasında kabul etti.
Barzani, bu ilk ve tarihi ziyaretinde Demirel’e babası Molla Mustafa Barzani’nin şu vasiyetini aktardı:
“Babam, 1975 yılında rahatsızlandı. Tedavisini, dört yıl boyunca ABD’de yaptırdık. Hastalığının son dönemlerinde bendenize ve merhum ağabeyim İdris Barzani’ye, vasiyet edercesine, aynen şunları söylemişti: ‘Evlatlarım, bu Saddam belası, Irak’taki Kürt neslini yok etmek istiyor. Biliyorsunuz, İran da bizi ortada bıraktı. Bölgemizde tek güvenebileceğimiz millet, Türkler’dir. Ben bugün varım, yarın yokum. Başınız derde düşse de düşmese de Türkler’le temas kurun. Onlara güvenin ve dayanışma içerisinde olun!..’ Evet, Sayın Başbakan Demirel, rahmetli babamın vasiyeti böyleydi. Bendeniz de, o vasiyetin uygulayıcısı olarak yüksek huzurlarınızdayım.”
Barzani’nin bu ilk ziyaretinden sonra ülkemize geliş-gidişleri sıklaştı. O dönemde adeta vatansız gibiydi. Irak vatandaşı olmasına rağmen, pasaport alamıyordu. İran’la da arası açıktı. Kendisine, diplomatik Türkiye Cumhuriyeti pasaportu verildi.
Referandum kararındaki inadı bile Barzani’nin babasının vasiyetine nasıl ihanet ettiğinin açık kanıtıdır. En zor dönemlerinde Türkiye’ye sığınan Barzani’nin artık sığınacağı kapısı da kalmadı.
Türkiye’nin tavrına gelince. Gazi Mustafa Kemal’in “Allah nasip eder, ömrüm vefa ederse Musul, Kerkük ve Adaları geri alacağım. Selanik de dahil Batı Trakya’yı Türkiye hudutları içine katacağım” vasiyeti ortada duruyor.
Musul vilayetinin tapu kayıtları bizde var. Cenevre’de de vardır. ‘Yaktım, yıktım, kaybettim’ diyemezler.
1926 yılında Irak krallığı ile Ankara Antlaşması da ortada duruyor. Her şey gayet açık… “Irak dağılırsa Musul vilayeti Türkiye’ye ilhak eder.”
Selam ve dua ile…