Ortadoğu’da tam 60 ülke öyle veya böyle aktif olarak gizli ya da açık faaliyet yürüyor.
Çoğu ülke de savaş kabiliyeti ve savaşma gücünden aldıkları hakla askerleri, havadan ve karadan ağır silahlarıyla birlikte alan kuşatması veyahut müdafaası yapıyor.
Dünyayı kan gölüne çeviren uluslararası savaş makinelerinin hiç ama hiç şakası yok.
Devam eden ve elbet devam etmesi menfaatleri icabı gerekli olan savaşlar yüzünden yeryüzünde her gün yüzlerce insan ölüyor.
Her yerde kan var!
Ölenlerin çoğunun Müslüman olması da ne yazık ki tesadüf değil.
Türk Silahlı Kuvvetleri, son yıllarda uluslararası savaş makinalarının devam ettirdiği ateş çemberinin içine girerek ve adeta bu savaş çemberini yararak bölgede kalıcı bir barış tesis etmek için aktif rol üstlenmeye başladı.
Türkiye bu gücünü nerden alıyor dersiniz?
Son yıllarda Türkiye, savunma sanayisini güçlendirecek adımları atma noktasında kararlı olduğunu dost ve düşman unsurlara göstermeye başlamıştı.
Hatta 10 yılda TSK’nın ihtiyaçlarını yurt içinden karşılama oranı yüzde 54’e yükseldi.
2003’ten bugüne 30 milyar ABD dolarlık yerli savunma sanayii projesi hayata geçirildi.
Cumhuriyet tarihi boyunca bilinçli veyahut bilinçsiz bir şekilde ihmal edilmiş yerli savunma sanayinde ilkler gerçekleştiriliyor.
Türkiye’nin kendi tasarım ve üretimi olan ilk tankı ALTAY…
İlk operasyonel insansız hava aracı ANKA…
İlk savaş gemisi MİLGEM…
Türkiye’nin kendi tasarımı ilk piyade tüfeği MPT…
Hedef, 2023 yılında “savunma, güvenlik ve havacılık” ihracatını 30 milyar ABD Dolarına çıkararak Savunma Sanayiinde ilk 10 ülke arasına girebilmek.
2023 hedeflerinin arasında, yüzde yüz yerli Jet Eğitim Uçağı, İstihbarat Uydusu, Muharip Uçak Çıkarma Gemisi (LPD), TF 2000 Firkateyni ve Orta Sınıf Helikopter de var.
Türkiye sürdürülebilir ve rekabetçi savunma sanayiinin temelini atarak ihtiyaçlarının tamamını yurtiçinden karşılayabilmenin gayesiyle bu çalışmalarını devam ettiriyor.
En önemlilerinden olmak üzere, Türk Silahlı Kuvvetleri ile Emniyet ve İstihbarat birimlerini geleceğin muhtemel kriz ortamlarına hazırlayacak, savunma ve güvenlik teknolojilerinde yeter hale gelebilmek için Ar-Ge çalışmalarına hız vermiş durumda.
Dünyanın en büyük 100 Savunma Sanayii şirketi arasında iki tane Türk firması var: ASELSAN ve TAİ…
Türkiye, Malezya, BAE, Suudi Arabistan’a Paletli ve Tekerlekli Zırhlı Araç,
Ürdün, BAE, Pakistan, Endonezya’ya Atış Sistemleri ve Telsiz,
Cezayir, Azerbaycan, Bahreyn’e Tekerlekli Zırhlı Araç,
Malezya, Gürcistan, Mısır, BAE, Katar’a Yüksek Süratli Bot,
Katar’a Mini İnsansız Hava Aracı,
Pakistan’a, Denizde İkmal Tankeri,
Birleşik Arap Emirlikleri’ne 122 mm Roket(Cirit),
Pakistan ve Türkmenistan’a Karakol Botu satıyor.
Ürdün ve Pakistan’a ayrıca F-16 Modernizasyonu ve Güney Kore ile Pakistan’a da Uçuş Simülatörü hizmeti sunuyor.
Ne demiştik: “Dünyayı kan gölüne çeviren uluslararası savaş makinelerinin hiç şakası yok…”
Her yerde kan var!
Bu vahim tablodan dolayıdır ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan, her defasında işadamlarına savunma sanayine yatırım yapmaları için uyarıda bulunuyor.
Türkiye barış için savaşıyor…