İZMİR (AA) - İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 30 Ağustos zaferine giden yolda nice yiğitlerin unutulmaz destanlar yazdığını belirterek Jandarma Albay Mümin Aksoy'un da istiklal uğruna istikbalinden vazgeçenlerden olduğunu, çekilen belgeselle onun fedakarlık hikayesinin ortaya konulduğunu söyledi.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya himayelerinde hazırlanan "İstiklal Uğruna İstikbalinden Vazgeçenler: Jandarma Albay Mümin Aksoy Belgeseli"nin özel gösterimi, Bornova Kültür ve Sanat Merkezi Necdet Aydın Sahnesi'nde yapıldı.
Etkinliğe katılan Yerlikaya, gösterim öncesi yaptığı konuşmada 102 yıl önce 28 Ağustos 1922 Pazartesi günü, Mustafa Kemal Paşa'nın şanlı ordusuyla Afyonkarahisar'a girdiğini, 2 gün sonraki büyük zaferle istiklal destanının yazıldığını anlattı.
953 yıl önce yine bir ağustos günü bu toprakların vatan kılındığını ifade eden Yerlikaya, şöyle konuştu:
"Ama o günden beri vatanımıza göz koyanlar hiç eksilmedi. Hesap yapanlar hiç bitmedi. Birinci Dünya Savaşı sonrası büyük bir işgal planının sahasıydı yine Anadolu. Parça parça etmek için kollarını sıvamıştı işgal kuvvetleri. Kimi dağları aşıyordu, kimi boğazlarımızı yara yara ilerliyordu demir yığını gemileriyle…Hedefleri İstanbul'du, İzmir'di, tüm Anadolu'ydu... İzmir'in kalbine hançer saplandığında 'her şey bitti' diyordu birileri. Oysa 19 Mayıs'ta bir ses yankılandı Samsun'da 'Ya istiklal ya ölüm' diyordu. Her şey daha yeni başlıyordu. Amasya'daki kararlılık tüm dünyaya ilan edildi. 'Vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı tehlikededir ve ancak milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır'. Artık ok yaydan çıkmıştı. Her geçen dakika esarete boyun eğmeyen Türk milletinin sesi daha gür çıkıyordu."
Sivas ve Erzurum kongrelerinde "milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz" kararıyla güçlü bir iradenin ortaya konulduğunu, Hasan Tahsin'in sıktığı ilk kurşunun bir kıvılcım olduğunu belirten Yerlikaya, Anadolu'nun dört bir yanından çakan kıvılcımların büyüyerek bir alev topu haline geldiğini dile getirdi.
26 Ağustos sabahı Kocatepe'de şafak sökerken Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Allah Türk Milletini koruyacaktır" dediğini ve 30 Ağustos'taki zaferle büyük bir destanın yazıldığını aktaran Yerlikaya, İzmir'in işgaliyle kurtuluş mücadelesinin başladığını, kentin kurtuluşuyla da vatanın kurtulduğunu kaydetti.
- "Zindanlardan aydınlığa, esaretten özgürlüğe"
30 Ağustos zaferine giden yolda nice yiğitlerin unutulmaz destanlar yazdığını vurgulayan Yerlikaya, şöyle konuştu:
"İşte onlardan biri de biraz sonra bilinmeyen yönleriyle gerçek hayat hikayesini izleyeceğimiz İzmirli Mustafa Mümin Aksoy'du. Mümin Bey, bir jandarma subayıydı. Şerefli bir Türk askeriydi. Vatanı için sadece canından değil şanlı üniformasından da vazgeçmişti. Anılarında ifade ettiği gibi tek bir korkusu vardı. Bir hain olarak anılmak. Büyük acılar çekti, zindanlarda kaldı ama onu unutmayan biri vardı. Zindanlardan aydınlığa, esaretten özgürlüğe çıkartacak biri vardı. Hep birlikte bu duygu yüklü, istiklal uğruna istikbalinden vazgeçen Jandarma Albay Mümin Aksoy belgeseli ile ilk defa ortaya çıkan belgelere ve her sayfasında bir yara izi olan anılarına kulak vereceğiz."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye Yüzyılı'nı inşa etmek, büyük ve güçlü Türkiye hedefine ulaşmak için emin adımlarla yürüdüklerini bildiren Yerlikaya, bakanlık olarak ülkenin huzur ve güvenliği için canla başla çalışmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.
İzmir Valisi Süleyman Elban da Türk milletinin sayısı bilinmeyen kahramanlarından birinin de Albay Mümin Aksoy olduğunu, kendisine yakıştırılan yaftalara, çektiği sıkıntılara rağmen vatan uğruna büyük fedakarlıklar gösterdiğini anlattı.
Konuşmaların ardından Bakan Yerliyaka, Albay Mümin Aksoy'un yakınlarını sahneye çağırarak çiçek takdim etti.
Etkinlikte Jandarma Albay Mümin Aksoy'un vatanı için yürüttüğü casusluk faaliyetlerini ve vatanına olan bağlılığının tüm detaylarıyla anlatıldığı "İstiklal Uğruna İstikbalinden Vazgeçenler: Jandarma Albay Mümin Aksoy Belgeseli"nin gösterimi gerçekleştirildi.
Jandarma Albay Mümin Aksoy'un Yunan ordusunun ilerleyişini durdurma ve Büyük Taarruz'un başarıyla sonuçlanmasında oynadığı kritik rolün tarihsel veriler ışığında anlatıldığı belgeselin yapımcı ve yönetmenliğini Mesut Gengeç, senaryosunu Bülent Günal ve Beşir Ariz üstlendi.
Gösterimde ayrıca ünlü piyanist Fahir Atakoğlu bir resital sundu.