Bahar yazısı

Abone Ol

Biraz zorlandık. Nasıl zorlanmayalım, belki de yolumuzun üzerindeki en dik yokuştu. İlk defa milletimiz kendi inisiyatifiyle, sivillerce hazırlanmış değişikliklere evet diyerek yönetim şeklini belirledi. Bitmek bilmeyen kıştan sonra ülkeye artık bahar gelsin istedi.

Bahar geldi.

Ne evet ve hayır oylarının birbirine yakın çıkmasına mızırdananlara aldırdı ne de ülkesini dışarıya şikâyet edip müdahale talebinde bulunanların ihanetine. Geldi her sene geldiği gibi edebiyle.

İstanbul’a önce mimozalarını gönderdi. Sonra laleyi, erguvanı. Eli kulağındadır hanımelini de gönderir, ardından manolyayı, iğdeyi… Ege’ye, Akdeniz’e daha da erken gönderdi müjdecilerini. Biraz da fazlasını elbette, mesela begonvili. Mesela adına festival düzenlenmeye başlanan portakal çiçeğini.

Sokaklarının denize çıkma ihtimali olmayan beldeler var bir de güzel ülkemizde… Sokakları denize çıkmaz ama ya bir akarsu bağrından türkü söyleyerek geçer ya da yanı başında bir göl denize vekâlet eder.

İşte bu beldeler, bozkır kardeşliğiyle birbirine sımsıkı sarılı bu beldeler de Mayıs ortalarından itibaren iğde kokusuyla mistik bir havaya bürünecekler.

Yokuş bitti ama bu artık hep düz yoldayız anlamına da gelmiyor. Her yokuşun bir yokuşu daha vardır ve dünya dediğimiz yer yokuş ve inişlerden ibarettir.

Şimdi yeni bir tırmanışa kadar önümüzdeki düzlükte bu güzellikleri yaşama vakti. YSK önünde dilekçe kuyruğuna girenler de yaşamalı baharı, ters algıyla ulaştığımız yerin bir uçurum olduğunu düşünenler de. Yaşamalı da görmek için önce bakmak, yaşamak için önce gözleri açmak gerekiyor.

Acaba diyorum.

Referandum sürecinde, özellikle Kuzey Avrupalı ülkelerin bir tarafmış gibi Hayır’a destek vermeleri, hatta desteğin de ötesinde nefret söylemiyle saldırıları, hiçbir zaman kireç badanalı bir evin duvarını mesken edinen mor begonvil güzelliğine sahip olamamanın verdiği hırçınlıktan olabilir mi?

Bence tam da öyledir ve nezdimde Ege’nin Akdeniz’e komşu bir koyunda kireç badanalı duvarını süsleyen begonviliyle huzurlu bir taş ev, bir buzlar ülkesinin mülküne bedeldir…