Bağımsızlıktan; demokratik devrime ondan da Esed’e devredilen ROJAVA…

Abone Ol

Malumunuz Suriye’de Esed rejimine karşı halk isyanı başlayınca tüm dünyanın gözü Baas rejiminden en çok zulüm gören; vatandaşlık ve mülkiyet hakkı bile bulunmayan Kürtlere çevrildi…

Akıl sahibi herkes Esed’in devrilmesinden en çok Kürtlerin memnun olacağını ve haliyle halk direnişine en büyük desteğin de Kürtlerden geleceğini düşündü.

Ancak kimsenin tahmin edemeyeceği ve zaten aklın da kabul edemeyeceği şekilde PKK/PYD gidip Esed ile ittifak yaparak zalim Baas rejimine karşı savaşan halk güçlerine karşı Esed safında Baas rejimini korumak için savaştı.

Bunun akıl dışı olduğunu PKK’da çok iyi biliyor olmalı ki: Bu gerçeği çok profesyonel bir algı çalışmasıyla; Türkiye, İran ve Kürdistan Kürtlerine ‘Bağımsız Kürdistan’ ve ‘Rojava Devrimi’ olarak pazarladı ve bu vaad ile binlerce Kürt gencini bünyesinde silah altına aldı…

İşin aslını bilenler olarak defalarca yazıp çizmemize rağmen hatta basın bu ittifakı belgeleyen foto ve videolar yayınlamasına rağmen yapılan yoğun propagandaya karşı bir şey ifade etmedi; PKK-BAAS/Esed ittifakını dile getiren herkes DAEŞ’çi ve Ajan diye yaftalandı, bu ittifak yalanlandı.

PKK, yeteri kadar asker alımı yaptıktan ve kendine muhalif olan tüm Kürt oluşumlarını Rojava’dan; suikast, hapis ve sürgünlerle tasfiye ettikten sonra ufak ufak ‘Demokratik Suriye’ cümlesini mırıldanmaya başladı…

Rojava hâkimiyeti tamamen sağlandıktan sonra da açık açık ‘Bizim Bağımsız Kürdistan veya fedarasyon gibi bir amacımız yok, biz Esed ile birlikte Demokratik Suriye’yi inşa edeceğiz’ dedi.

Böylece ‘Bağımsız Kürdistan’ tezi resmi olarak da ‘Rojava Devrimi’ne evrilmiş oldu…

Bu kapsamda sürgün ettiği veya DAEŞ savaşından kaçan ve daha sonra da dönmelerine izin vermediği kendine muhalif Kürtlerin mallarına el koydu; yandaşlarına ve Esed yandaşı olan Araplara verdi.

Esed yanlısı Araplardan oluşan ‘Ulusal Savunma Güçleri’ (NDF) diye bir milis gücü kuruldu bu milisler YPG ile birlikte Kantonların güvenliğini sağmakla görevlendirildi. Artık PKK-Rusya-İran-Esed ittifakı açıkça dillendirildi ve Qamişlo havalanın bu güçlerin birlikte kullandığı bir üs olduğu görüntüleri medyada paylaşıldı.

ENKS Peşmergelerinin Rojava’ya girişine izin vermeyen PKK/PYD, Kobani’de tüm Türksolu örgütlerine silahlı eğitim kampları için alan tahsis ettiği ve ideolojik kardeşlik kapsamında onların da ‘Demokratik Suriye’ Kantonlarının yönetim ve savunmasında ‘Halklar’ adına etkin rol oynadıkları herkesçe görüldü.

Facebook ve Twitter başta olmak üzere sosyal medya hesabı açmanın da PYD iznine bağlı olduğu, Öcalan kitabı üzerine PYD’ye sadakat yemini etmeyene hayat hakkı tanınmayan, PYD’ye muhalif olan herkesin suikast, sürgün ve hapis ile susturulduğu, ENKS mensuplarının evlerine ‘Hain/Ajan’ yazarak hedef yapıldığı CHP’nin tek parti iktidarına rahmet okutan, baskı ve zulümde Esed rejimini bile geride bırakan Stalinist Tek Parti iktidarı ile yönetilen Demokratik(!) Kantonlarda Kürtler dışında herkes söz sahibi…

Geçen hafta Qamişlo’da ‘Ulusal Savunma Güçleri’ (NDF) denilen milisler ile PKK/PYD güçleri arasında sebebi bilinmeyen sert çatışmalar yaşandı ve bu çatışmalarda çok sayıda YPG militanı öldü; Esed kontrolünde olan Qamişlo havalanından NDF güçlerinin açtığı top ateşiyle onlarca kadın/çocuk sivil Kürt katledildi.

Kimisinin ‘PYD’yi rejim muhalifi gibi gösterip Cenevre toplantısına davet ettirmek için yapılan düzmece bir çatışma’ olarak değerlendirdiği bu çatışmalar ‘Barzani yaralılarımızın tedavi için sınırdan geçişe izin vermiyor’ yalanı dışında PKK basınında neredeyse hiç yer almadı.

[DAEŞ veya başka güçler tarafından öldürülen her 1 Kürt için törenler düzenleyen ve yaygara koparan PKK’nın bu çatışmalarda ölen Kürtler için hiç ses çıkarmaması gösteriyor ki: PKK, Esed’i Kürtlerin sahibi olarak görüyor ve ideolojik kardeşlik hukuku kapsamında Kürtlerin kanını da Esed’e helal olarak değerlendiriyor]

Bu çatışmalar daha sonra; Rejimin memur maaşlarını ödemeye devam etmesi, ölen sivillerin ailelerine rejim tarafından tazminat ödenmesi, tarafların esirleri serbest bırakması şartıyla ateşkesle sonuçlandığı ilan edildi.

Rusya ve İran arabuluculuğu ile sağlanan bu ateşkesin üzerinden henüz bir hafta geçmeden beklenmeyen bir şekilde YPG ve NDF güçleri Qamişlo şehrinin güvenlik noktalarını Esed’in ordusuna devretti…

Bu gelişme ile Rojava bölgesinin en önemli kenti Qamişlo tekrar Esed’e devredilmiş oldu.

Qamişlo kenti Cezire Kantonuna bağlı ve stratejik bir öneme sahip bir şehir. Cezire Kantonu Eş Başkanlığı koltuğunda ise Suriye ve Irak’tan Suudi Arabistan ile Ürdün’e kadar geniş bir alana yayılan Arap Şemmara aşiretinin lideri Humeydi Dehham el-Hadi ile PYD’li Heyfa Ebdulilah Erebo bulunuyor.

Rojava’da; Qamislo kenti için Bağımsız Kürdistan’dan; Demokratik Devrime ondan da Esed’e devrolma evrimi böylece tamamlanmış oldu.

Esed devrilmediği takdirde diğer tüm Kantonları da bu akıbet beklemektedir. Diğer şehirlerin devri de bu şekilde mi olur yoksa Esed varil bombaları kullanarak mı devralır onu da zaman gösterecek.

Selam ve dua ile…