5,5 milyonluk bir izleyici kitlesine ulaşarak büyük başarı elde eden Ayla filminin hikâyesinin gerçek olup olmadığı izleyiciler tarafından merak ediliyor. 1950’li yıllarda Kore Savaşı sırasında bir hikâyeyi konu eden Ayla filminin konusu ve tarihi süreci araştırılıyor. Anne-babasını savaşta kaybetmiş küçük bir kız çocuğunun Türk askeri tarafından bulunarak himaye edilmesi, ardından ikilinin yıllarca yaşadığı hasret ve Süleyman Astsubay‘ın âhir ömründe ‘evlâdım’ dediği Ayla’ya kavuşmasını konu eden filminin hikâyesi gerçek mi? İşte Süleyman ve Ayla’nın hayat hikâyesi
AYLA FİLMİNİN HİKÂYESİ GERÇEK Mİ?
Yaşanmış gerçek bir hikaye olan Ayla Filminin konusu; Kore savaşı sırasında anne ve babasını kaybeden 5 yaşındaki Koreli bir kız ile ona sahip çıkıp Ayla ismini veren Türk askeri Süleyman’ın hikayesi anlatıyor.
Güney Kore Yıl 1950’li yıllarda savaşın içinde ve NATO üyesi olan Türkiye’nin Türk askeri de orada. 700’ün üzerinde şehit veriyoruz, Türk askeri canı pahasına Güney Korelilere sahip çıkıyor.
Yetim ve öksüz yavruları kendi evlatları gibi sahip çıkan Türk askerinden biride Kore gazisi 86 yaşındaki Süleyman Dilbirliği’idi.
Süleyman Astsubay, Kore’ye savaşmaya giden bir Türk askeridir. Orada annesi ve babası savaş sırasında öldürülen bir kız çocuğu ile tanışır. Henüz 5 yaşındadır bu masum yavru. Süleyman ona sahip çıkar ve adını bilmediği bu kıza Ayla ismini verir.
Bu küçük kız da kabullenir Süleyman’ı ve onu babası olarak görür. O zaman onun durumunda olan birçok çocuk Türk askerinin koruması altındadır. Onlardan Ankara marşını öğrenirler, anlamını bilmeseler de.
İşte böyle de vefalıdır Türk askeri, ileri ki dönemler de Ankara adıyla bir yurt hatta park da yapılır bu çocuklar için. Bu çocuklar Ankara adı verilen bu yerde yaşar ve hayata tutunur.
Ayla’da bunlardan birisi olacaktır fakat o zamana kadar ki süreçte babası olarak kabul ettiği Süleyman’ın ve onun silah arkadaşlarının yanında kalır, Türkçe öğrenir hatta öyle ki çeviri yapacak duruma gelir.
Ve veda zamanı gelir çatar… Süleyman, Ayla’yı da yanında götürmek ister fakat bu mümkün değildir, çünkü yasalar gereği Ayla’nın yurda verilmesi gerekmektedir.
Ayrılmak zorunda kalan ve birbirlerine baba – kız diyen bu 2 özel insan tam 60 yıl sonra yetkililerin aracılığıyla bir araya gelir.
Yıllarca birbirlerini arayan ama bulamayan bu baba – kız’ın hikayesi halen daha Güney Kore’nin en unutulmaz hikayelerindendir. 60 yıllık süreç içerisinde evlenen, 1 oğul ve 2 torun sahibi olan Ayla kendisine yeni de bir isim alır. Sadece ismini bildiği Süleyman babasını yıllarca arar fakat bulamaz.
Babası da aynı şekilde kızını arar ve bunun için yetkililer ile iletişime geçer. Sonunda bu özel buluşma gerçekleşir, Kore televizyonunun aracılığıyla bu özel an ekranlara taşır.
Türk&Kore ortak yapımı filmi yapılan, Kore’de belgeseli çekilen bu hüzünlü hikaye mutlu sonla bitiverir. Babası Süleyman’a kavuşan Ayla onun için bir takım elbise alır aynı zamanda bir de anne kazanır. Süleyman amca ve eşi de 3 torun…
Geriye ise bu güzel ve özel hikaye kalır… Süleyman Amca ve Ayla’ya ömürlerinin kalan kısmında güzel günler diliyoruz. Onlar artık bu karede olamayanlar ile birlikte daha da geniş ve kalabalık bir aileye sahip.