Dünya

Avrupa'nın Suriye sancısı! Almanya'nın adımı ortalığı karıştırdı

Berlin, Suriye’ye yönelik AB yaptırımlarını hafifletmek için harekete geçti. Almanya’nın reform şartlı önerisi, Ortadoğu’da dengeleri değiştirebilir. Financial Times’a göre, bu girişim Avrupa’yı bölüyor!

Abone Ol

Almanya, Suriye’de Esad rejiminin devrilmesi sonrası oluşan yeni yönetimle birlikte, Avrupa Birliği’ne (AB) yaptırımların hafifletilmesi yönünde baskı yapıyor. Financial Times’a göre, Berlin’in bu adımı, Suriye’nin yeniden inşa sürecini hızlandırmayı ve siyasi istikrar sağlamayı hedefliyor. Ancak bu hamle, AB içinde büyük tartışmalara neden olmuş durumda.

İKİ ÖNERİ BELGESİ MASADA

Alman yetkililer, Noel öncesinde AB başkentlerine iki önemli belge sundu. Bu belgeler, Suriye’nin yeni lideri Ebu Muhammed el-Colani yönetimindeki hükümetin reform yapması koşuluyla yaptırımların kademeli olarak kaldırılmasını içeriyor.

Belgelerde öne çıkan reform talepleri şöyle sıralanıyor:

Kadın Hakları: Kadınların temel haklarının geliştirilmesi.

Azınlıkların Korunması: Suriye’deki azınlık grupların haklarına saygı gösterilmesi.

Silahların Yayılmasının Önlenmesi: Bölgedeki askeri gerilimin azaltılması.

BANKACILIK VE ENERJİYE YENİ YOL HARİTASI

Almanya’nın planı, Suriye’nin kritik sektörlerine yönelik yaptırımların hafifletilmesini öneriyor. Özellikle enerji ve bankacılık sektörlerine yönelik kısıtlamaların kaldırılması, Suriye ekonomisinin canlanması için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Financial Times, bu hamlenin Suriye halkına insani yardım ulaştırılmasını kolaylaştıracağını, aynı zamanda enerji kriziyle mücadele eden bölgelere destek sağlayacağını belirtiyor.

BERLİN’İN HEDEFİ YENİ YÖNETİMİ ŞARTLARLA KUŞATMAK

Berlin, yaptırımların kaldırılmasını yalnızca reformlarla sınırlamayı hedefliyor. Alman yetkililer, yeni hükümetin lideri Ebu Muhammed el-Colani üzerindeki baskıyı artırarak, demokratik bir geçiş sürecini zorlamak istiyor.

Bir Alman diplomatın Financial Times’a verdiği demeçte, şu ifadeler dikkat çekiyor:

“İç savaş sırasında ciddi suçlar işleyenlere yönelik yaptırımların devam etmesi gerekiyor. Ancak Suriye halkını belirli sektörlerdeki yaptırımlardan kurtarmanın yollarını aktif olarak tartışıyoruz.”

AVRUPA’YI BÖLEN ZİYARET

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’un geçtiğimiz hafta Şam’a yaptığı ziyaret, Almanya ve AB genelinde büyük tartışmalara yol açtı. Baerbock, Suriye’nin yeni lideri el-Colani’nin elini sıkmayı reddederek, radikal geçmişi nedeniyle bu yönetimi temkinli değerlendirdiklerini gösterdi.

Baerbock, ziyareti sırasında yaptığı açıklamada şu mesajı verdi:

“Avrupa, bir toplumun İslamlaştırılmasını asla finanse etmeyecek.”

Bu açıklama, Avrupa’daki diğer başkentler tarafından farklı tepkilerle karşılandı. Özellikle Orta Avrupa ülkeleri, yeni yönetimle ilişkilerin güçlendirilmesi gerektiğini savunuyor.

HTŞ VE YENİ YÖNETİM, BATI’DAN GÜVEN KAZANABİLECEK Mİ?

HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Colani’nin geçmişi, AB’deki birçok liderin temkinli yaklaşmasına neden oluyor. Financial Times, birçok diplomatın HTŞ’nin liderliğini üstlendiği bu yeni hükümete güvenmekte zorlandığını vurguluyor.

Bununla birlikte, Berlin’in sunduğu plan, yeni liderliğin reform karşılığında uluslararası arenada kabul görmesini sağlayabilir. Özellikle bankacılık ve hava taşımacılığı üzerindeki kısıtlamaların kaldırılması, Suriye’nin ekonomik toparlanmasını hızlandırabilir.

YAPTIRIMLAR HAFİFLERSE NE OLUR?

AB, Suriye’ye yönelik yaptırımları hafifletme konusunda 27 üye ülke arasında bir uzlaşı sağlamak zorunda. Ancak birçok başkent, yeni yönetimin gerçek reformlar yapıp yapmayacağı konusunda endişeli.

Bir AB yetkilisi Financial Times’a şu değerlendirmede bulundu:

“Suriye’nin yeni liderliğinden sadece söz değil, somut adımlar bekliyoruz. Yaptırımların hafifletilmesi, ancak bu adımları gördüğümüzde mümkün olabilir.”

YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR

Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılması, bölgedeki siyasi dengeleri yeniden şekillendirebilir. Ancak bu adımın, Suriye’nin gelecekte radikal grupların kontrolünde bir ülkeye dönüşme riskini de beraberinde getirdiği belirtiliyor.

Berlin’in liderliğinde yapılan bu girişimler, Avrupa’nın Ortadoğu’daki rolünü yeniden tanımlaması açısından kritik bir dönüm noktası olabilir. Ancak AB içinde tam bir uzlaşma sağlanamaması, bu süreci yavaşlatabilir.