Donald Trump, haftalar içinde yeniden Beyaz Saray’a dönecek. Bu dönüş, Avrupa liderlerini yeni yönetimle ilişkilerde öne geçme yarışı içine soktu. ABD’nin planladığı ağır ticaret tarifeleri ve güvenlik garantilerini geri çekme ihtimali, Avrupa ülkeleri üzerinde ekonomik ve siyasi baskıyı artırıyor. Liderler, Trump’ın kişisel tarzına uygun stratejiler geliştirmek zorunda.
Macron: Pompayla Diplomasi
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Notre Dame Katedrali’nin açılışına Trump’ı davet ederek önemli bir diplomatik başarı elde etti. Fransa’nın askeri gücü ve diplomatik geçmişi, Macron’u güçlü bir aday yapıyor. Ancak, iç siyasetteki sorunlar bu avantajı gölgeleyebilir.
Meloni: Ortak Politikalar ve Riskler
İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Trump’ın sağ eğilimli politikalarına yakınlığıyla dikkat çekiyor. Göç ve LGBTQ hakları gibi konularda ortak noktalar bulunsa da, Meloni’nin Ukrayna’ya verdiği destek Trump’ın farklı tutumuyla çelişiyor.
Orbán: Ortak Düşünceler, Küçük Güç
Macaristan Başbakanı Viktor Orbán, Trump ile otoriter yönetim anlayışında paralellikler sergiliyor. Ancak, Orbán’ın küçük bir ülkeyi temsil etmesi ve AB ile sorunlu ilişkileri, onun etkisini sınırlayabilir.
Von der Leyen: Ticaretin Anahtarı
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Trump’ın ticaret endişelerine çözüm üretmek için stratejik bir konumda. ABD-AB ticaret açığını azaltmaya yönelik anlaşmalar, von der Leyen’in elini güçlendirebilir.
Rutte: NATO’nun Koruyucusu
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Trump’ın güvenlik garantileri konusundaki tutumunu etkilemek için kritik bir rol oynayabilir. Daha önce dostane ilişkiler geliştiren Rutte, Avrupa’nın güvenliğini savunmada kilit bir isim olabilir.
Trump’ın ikinci başkanlık dönemi, Avrupa için büyük bir diplomatik sınav olacak. Liderler arasında kimin Trump’ın Avrupa’daki en büyük muhatabı olacağı, kişisel ilişkilerden ticaret anlaşmalarına kadar birçok faktöre bağlı.