Avrupa’daki çalışanların %40’ı zayıf ruh sağlığı riski altında; kadınlar ve sosyo-ekonomik dezavantajlı gruplar en kırılgan kesimler arasında.
İşverenler, ruh sağlığı destek programları ile çalışanlarının iyilik halini artırabilir ve iş verimliliğini yükseltebilir.
Ruh Sağlığı Krizi: Avrupa’nın Görünümü
TELUS Health tarafından yayımlanan yıllık ruh sağlığı endeksine göre, Avrupa’daki çalışanların %40’ı "yüksek ruh sağlığı riski" altında bulunuyor. Anket, Fransa, İtalya, İspanya, Polonya, Almanya ve Hollanda’dan 500’er kişiyle gerçekleştirildi.
Ankette ruh sağlığı skoru 80’in altında olan bireyler risk grubunda kabul edildi. Ülke bazında en yüksek risk oranı İspanya’da (%48) görülürken, Polonya (%45) ve İtalya (%43) onu takip etti. Hollanda ise %24 ile en düşük risk oranına sahip.
Ruh Sağlığını Etkileyen Faktörler
TELUS Health araştırma lideri Paula Allen, ruh sağlığını etkileyen üç ana faktörü şu şekilde sıraladı:
- Ülkede Yaşanan Olaylar: Özellikle Polonya’nın Ukrayna ile coğrafi yakınlığı ve savaşın yarattığı etkiler.
- Kültürel ve Altyapısal Farklılıklar: Ülkelerin yaşam standartları ve sosyal destek sistemleri.
- Cinsiyet, Yaş ve Sosyo-Ekonomik Durum: Kadınların ruh sağlığı skorları erkeklere göre ortalama 5 puan daha düşük. Ayrıca, kadınlar sağlık sisteminde ayrımcılıkla karşılaşabiliyor.
Allen, “Kadınların deneyimlediği dünya, erkeklerinkinden çok farklı. Finansal kaynaklara erişim, istihdam fırsatları ve iş yükü gibi konularda eşitsizlikler var” dedi.
Fiziksel Aktivite ve Finansal Güvenliğin Önemi
Araştırmaya göre düzenli egzersiz yapan çalışanlar daha yüksek ruh sağlığı skorlarına sahip. Ancak, çalışanların %10’u hiçbir fiziksel aktiviteye katılmadığını belirtti. Bu kişiler yılda üç iş günü daha fazla kayıp yaşarken, ruh sağlığı skorları 10 puan daha düşük.
Uzun süre hareketsiz kalan bireyler de daha düşük ruh sağlığı skorları ile karşı karşıya. Dünya Sağlık Örgütü haftada 2.5-5 saat orta şiddetli veya 1.3-2.5 saat yoğun egzersiz yapılmasını öneriyor.
Ayrıca, acil durum birikimi olmayan çalışanlar üç kat daha fazla anksiyete veya depresyon riski taşıyor. Bu grubun ruh sağlığı skoru ortalama 42 iken genel ortalama 62 seviyesinde.
Allen, “Maddi bir güvenceye sahip olmamak, sürekli bir kaygı durumuna neden oluyor ve bireylerin optimum sağlığa ulaşmasını engelliyor” dedi.
İşverenlere Düşen Görevler
Allen, işverenlerin çalışanlarının fiziksel ve ruhsal sağlığını desteklemede önemli bir role sahip olduğunu vurguladı. Şirketlerin şu adımları atmaları öneriliyor:
- Çalışma ortamlarını güvenlik standartlarına uygun şekilde tasarlamak.
- Dayanıklılık eğitimi, sağlık rehberliği gibi programlarla çalışanları desteklemek.
- Bu uygulamaları şirket kültürüne entegre ederek sürdürülebilir bir yapı oluşturmak.
Allen, “İşverenlerin bu adımları atması, sadece çalışanların değil, şirketlerin de uzun vadede fayda sağlamasına katkıda bulunuyor” dedi.