Avrupa’da Müslüman aileler, kadınlar ve çocuklar…

Abone Ol

Avrupa aileyi desteklemek için, bilindiği gibi çocuk parası vermenin yanı sıra mağdur olan kadına ve çocuğa, yardım fonları oluşturuluyor. Boşanma oranı yüksek olan batıda, evlilik dışı çocuk sayısındaki artış hızla yükseliyor. Bu yükselişte, Müslüman ailelerin de payı oldukça fazla. Yaşanan ahlaki çöküş, Müslümanları Avrupa’da nasıl bir konuma düşürdüğünü ciddi bir şekilde incelediğimizde, batının İslam’a bakışını anlamış oluruz! Ailenin parçalanmasının nedeni, manevi tükeniştir. Hızlı yaşam esareti, doğruyu parçalatarak etkisiz hale getirir. Din içte değil, dışta yaşanınca yanlışlar görünmez olur.

Okul yıllarında, on beş karne tatilinde eve giderken, otobüsümüz uçurumun kenarında fren yaparak durdu. Sarsıntı sert olmuştu. Yol virajlı ve kar yağışı fazlaydı. İki üç öğretmenimiz de bizim ile yolculuk yapıyordu. Bir müddet kimse otobüsten inmesin denildiyse de, ben nasıl olduysa indim. Şok içinde olan şoförün konuşmalarına şahit oldum. ‘ Allah’ım bana emanet bu çocukların canına bir şey olsaydı, ne yapardım’ diye bağırıyordu, O sahne gözümün önünden hiç gitmez. Sabah eve geldiğimde içimden tesettüre girmek geldi. Ölüme yaklaşmış olmam mı buna sevk etmişti. Hayır! İçimdeki huzursuzluğa, aradığım cevabı bulmuştum o dakikalarda. Tam manası ile örtünmem zaman aldı. Dini sorumluluklarımı öğrenirken bir şeyden de emin oldum. Müslüman, doğrudur, güvenilirdir! Allah, Kur’an-ı Kerim’de (Hud suresi- 112. ayetinde ) ‘Emrolunduğun gibi dosdoğru ol’ buyuruyor. Müslüman her haliyle doğruluk, iyilik ve adalet ile amel edendir.

Avrupa’da yaşayan kadınların hikâyelerini dinlerken, Peygamberimizin (sas) ‘Beni Hud Suresi ihtiyarlattı’ dediği söz geldi aklıma. Doğruluk dehşet saçacak kadar ruha tesir ettiğinde, dünyanın da bir hükmü kalmaz. Ve aile bu doğrunun içinde inşa edilir. Ve imanın olgunluğu ile Allah’a yakın olmanın güzelliği, derin bir hazdır. İşte tam da bu noktada mümin kendi nefsini değil, mesul olduğu yakınını ve din kardeşlerini düşünür.

Eşinden şiddet gören kadın çocukları ile sokakta kalışı, o hayat mücadelesi yüreklerde ayrı bir sızı. Arkadaşları üniversiteye giderken, inşaatlarda çalışmak zorunda kalan gençlerin, iç dünyalarını kaçımız anlıyor? Maddi zorluklar mesleğe ayrılmalarına neden oluyor, üniversitede okuma haklarını, boşanmalar karşısında ilgisiz babalar ellerinden alıyor. Ve anneler çocuklarına bakabilmek için, temizlik dikiş bulaşık ne iş varsa yapıyor. Bu mağdur kadınlara belediyeler el uzatıyor. Özetle Müslüman babanın çocuğuna, kınadığımız Avrupa sahip çıkıyor. Anlaşamayan çiftler elbette boşanacaklar. Ama kadın ve çocuk mağdur ediliyorsa, buradaki ahlak sorgulanmalı. Her türlü kirliğin fazlası ile yaşandığı bu devirde, Anneler evlatlarını İslam ahlakı ile yetiştirmeyi başarıyorlar. Eminim ki bu gençler, ileride çocuklarına çok iyi bir baba olacaklar. Evlatlarını bu incelikte ve hassasiyetle yetiştiren tüm anneleri, kalbinden öpüyorum. Annelerin duasına emanetsiniz. Selamlar.