Bazen yer ağlarken, gök
Elini siper edip gülüyor,
Bazen de gök ağlarken
Çalıp söylüyor,
gülüp bayram ediyor yer.
Ama gülmek haram
Bizim buralarda
fukara analara
Ve yufka yürekli şairlere;
Onlar gökle de ağlıyorlar,
yerle de.
Tatlı uyku da haram,
Havarsız, şivansız rüyalar da
haram onlara.
Yıkıntıların altında kalmış
çünkü onların
Uykuları da, rüyaları da,
Yıkıntıları altında,
Bizim buralardakendini
her üç beş yılda bir yıkıp,
Arsasına yeniden
Bir başka gece kondu
dikmekten
Usanmayan bir insanlığın…
Şimdi uykuda gezer gibi
Dolaşıp duruyorlar
O analar da, o şairler de
Ağıtlarla, figanlarla
kendi derunlarında,
Kendi içlerinin sokaklarında
Ve sizin içinizin sokaklarında…
Bazen yakın ve sisli,
Bazen uzak ve büyük
gelecekte
Tanrı’yı arıyorlar,
Evet, O’nu, O’nun vechini,
Ateşle buzun barışını yani,
En büyük sanatını
hem yerin, hem göğün,
En büyük sevdasını
hem aklın, hem gönlün…
Peki, nerde o mucize,
Peki, nerede?
Aklın yedi kat üstünde mi?
Kalbin yedi kat dibinde mi?
Çıkışı olmayan dehlizlerde mi?
Kıyısı olmayan denizlerde mi?
10 Eylül 2015
‘Yoksullar ve Yalnızlar İçin
Tezler’ Kitabı