Yaşam

Araştırmacılar ortalama yaşam süresindeki artışın durduğunu söylüyor

Yeni bir araştırma, son iki yüzyılda görülen yaşam süresi beklentisindeki dramatik artışların yavaşladığını ortaya koydu.

Abone Ol

Tıbbi teknolojideki ilerlemeler ve genetik araştırmalar, insanların 100 yaşına kadar yaşamayı başarması gibi önemli gelişmelere rağmen, genel yaşam süresinde belirgin bir artış sağlanamıyor. Yapılan bir araştırmaya göre, en uzun yaşayan nüfusa sahip ülkelerde yaşam beklentisindeki artışlar giderek azalıyor.

Chicago Üniversitesi araştırmacılarından S. Jay Olshansky'nin öncülük ettiği çalışma, 1990'dan 2019'a kadar yaşam beklentilerini inceleyerek, yaşam süresinde büyük artışların durma noktasına geldiğini belirtti. Araştırma, Japonya, Güney Kore, Avustralya, İtalya, İspanya ve İsveç gibi ülkelerle birlikte ABD'yi de ele aldı. Olshansky, "Sonsuz bir yaşam beklentisi yok; sınırlara yaklaşıyoruz" ifadesini kullanarak insanların emeklilik yaşı ve yaşam giderlerine dair beklentilerinin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Kadınlar Daha Uzun Yaşıyor

Araştırmada, kadınların erkeklere kıyasla hala daha uzun yaşadığı ve yaşam beklentisinde iyileşmelerin devam ettiği, ancak bu iyileşme hızının azaldığı ifade edildi. 1990'larda yaşam beklentisinde her on yılda 2,5 yıllık bir artış görülürken, bu oran 2010'larda 1,5 yıla düştü. Araştırma, 50 yaş altı ölümlerin tamamen ortadan kaldırılması durumunda bile yaşam beklentisinde en fazla 1,5 yıl artış sağlanacağını ortaya koydu.

Yaşam Beklentisinin Sınırları

Çalışmanın sonuçlarına göre, insanların yaşam beklentisi sınırlara ulaştı ve daha fazla uzatmak zorlaşıyor. "Yaşamı uzatan teknolojilerden daha az fayda sağlıyoruz, çünkü yaşlanma bu süreci engelliyor" diyen Olshansky, ileri yaşlara ulaşmanın artık daha sınırlı olacağını belirtti. Özellikle Japonya ve Hong Kong'da 100 yaşına ulaşanların oranı artarken, ABD'nin yaşam beklentisi sıralamasında gerilediği ve daha kötü bir pozisyonda olduğu vurgulandı.