Sakarya Büyükşehir Belediyesince Erenler ilçesindeki bir otelde düzenlenen “Türkiye’nin Yeni Dönemde Dış Politika Vizyonu” konulu konferansa katılan Çavuşoğlu, bölgesel konulardan FETÖ’ye, ABD ile ilişkilerden Kaşıkçı olayına kadar pek çok konu ile ilgili konuştu.
Bakan Çavuşoğlu, herkesin göç konusuna bakışının farklı olduğunu ama Türkiye’nin sadece bakışının değil, politikalarının dünya tarafından örnek alındığını belirtti.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin Türkiye için yeni hamlelerin başlangıcı olduğunu ancak bu süreçte sadece Türkiye’de değil, bölgede, coğrafyada ve tüm dünyada geçiş dönemi yaşandığını dile getirdi.
Çavuşoğlu, eskiden iki kutuplu soğuk savaş dönemi olduğunu anımsatarak, şunları söyledi:
“Silahlanma konusunda tırmanma olurdu, sonra iki taraf anlaşırdı, biraz yumuşama biraz gerginlik böyle giderdi ama doğu blokunun yıkılmasıyla çok taraflı bir dünya nasıl oluşur bu gayretleri de gördük. Bugün ise yeni arayışlar var. Bir taraftan yine çok taraflılığı ön plana çıkarmaya çalışan dünya var, diğer taraftan tek taraflılık, tek bir merkez güç ve tek başına alınan kararların uygulanması için dayatma, arkasından ekonomik, ticaret savaşları gibi bir olgu var. Ama bugünün sorunlarına ya da önümüze çıkan fırsatlara baktığımız zaman bunlar tek başına bir ülkenin altından kalkamayacağı kadar büyüktür ve önemlidir.”
“DÜNYANIN HER YERİNİ GÖRMEK ZORUNDAYIZ”
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa’da da tedirginlik veren gelişmelerin yaşandığını ve gelecek sorgulaması yapılmaya başladığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“İşte biz böylesine bir ortamda Türkiye olarak ne yapabiliriz? Dış politikamız nasıl olmalı? Tek başımıza neler yapabiliriz? Biraz önce söylediğim gibi sorunların büyüklüğüne baktığımız zaman tek başına Türkiye dahil hiçbir ülke ya da uluslararası örgüt bu sınamaların üstesinden gelemez. Dolayısıyla küresel sistemi nasıl yenileyebiliriz, hep birlikte bu sınamaların üstesinden nasıl geliriz? Bizim dış politikamızın öncelikleri, felsefesi var ama bu sadece Türkiye’yi ilgilendiren bir konu değil. İşte böyle bir ortamda Türkiye olarak, her şeyden önce artık çok yönlü bir dış politika izlemek, dünyanın her yerini görmek zorundayız.
Dünyanın her yerine bakmamız lazım. ‘Yok efendim doğuya doğru gittiniz, zemin kayması var, yok Müslüman ülkelere doğru açılım yaptınız, bize sırtınızı döndünüz, Afrika’da ne işiniz var?’ Bu tür sorgulamalara hiçbir zaman prim vermememiz lazım çünkü onu soran ülkelerin hepsi gittiğimiz yerlere bizden çok önce gitmişlerdir ama sömürgeci olarak gitmişlerdir ama başka sebeple gitmişlerdir, bugünün ekonomik fırsatlarından yararlanmak için gitmişlerdir ama gitmişlerdir. Onlar gidince sorun yok ama biz gidince zemin kayması mı? Böyle sorgulamalar var, neden? Hep yaklaşım şu; ‘Ne içeriye girsin ne de uzağa gitsin, kenarda beklesin orada oyalayalım.’ taktiği. İşte yeni Türkiye’ye alışamamalarının bir sebebi de bu, çünkü eski alışkanlıklarına uygun olamayan bir Türkiye var şu anda.”
“ZOR BİR BÖLGEDE YAŞIYORUZ”
Çavuşoğlu, yeni Türkiye’de dış politikanın en temel anlayışlarından birisinin Türk bayrağını dalgalandırmak olduğunu belirterek, bugün 240 misyondan bayrağın dalgalandığını, bunun bir yıl içerisinde 260’a çıkacağını bildirdi.
Çok yönlü dış politika izlerken önceliklerinin bulunduğunu, terörizmle içeride olduğu gibi dışarıda da mücadelenin hayati önem taşıdığını vurgulayan Çavuşoğlu, “Zor bir bölgede yaşıyoruz. Bu bölgede kriz yönetimini çok iyi bilmemiz lazım. Türkiye bulunduğumuz coğrafyada kriz yönetimini çok başarılı bir şekilde uyguluyor. İşte en son İdlib anlaşması ve Suriye’de siyasi çözüm için attığımız adımlar; Astana, Soçi süreçleri. Bu hafta sonu Türkiye, Almanya, Rusya ve Fransa ile dörtlü zirve… Bunların hepsi bizim inisiyatiflerimiz.” diye konuştu.
“ARTIK SAHADAKİ KAZANIMLARIMIZI MASADA KAYBETMEK YOK”
“Artık sahadaki kazanımlarımızı masada kaybetmemek de bizim için elzemdir. Bunu Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Afrin operasyonunda da tüm dünyaya gösterdik.” diyen Çavuşoğlu, “Sert gücümüzle de varız, diplomaside de varız. Artık sahadaki kazanımlarımızı masada kaybetmek yok. Masada da kazanıyoruz, sahada da kazanıyoruz. Yeni Türkiye de yeni dönemde bu. Böyle de olmak zorundayız. Şimdi içeride PKK ile mücadele ederken, dışarıda YPG ile mücadele etmemek olur mu? Veya onların Avrupa’daki her türlü kaynaklarıyla mücadele etmezsek başarıya ulaşamayız. Bugün bazı Avrupa ülkeleri maalesef bunlara destek veriyor, fırsat sunuyor.” ifadesini kullandı.
Çavuşoğlu, 15 Temmuz hain darbe girişiminde Türkiye’ye bu acıyı yaşatan hain FETÖ’cülerden hesap sormanın boyunlarının borcu olduğunu ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Rehavete kapılırsak aldanırız, yanılırız. O gece Sakarya’nın da demokrasimize, devletimize, bayrağımıza, ezanımıza, vatan topraklarına sahip çıkmak için nasıl sokaklara çıktığını gördük. Ama bu mücadeleyi de bırakmamamız lazım. İçeride olduğu gibi dışarıda da FETÖ ile mücadelemizi sürdürüyoruz. Okullarını, derneklerini kapattırıyoruz ve Maarif Vakfı bazılarını devralıyor. Bugün Afrika, Asya, Latin Amerika, Avrupa ve Balkanlar’da bu konuda adımlar atıyoruz. Esasen bizim güvenliğimiz kadar o ülkelerin güvenliği için de önemlidir. Onlara da aslında yarar sağlıyoruz. Bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Sadece o ülkede kapatmak olmaz. 21 ülkede şu anda eğitimleri sonlandırıldı, 16 ülkede Maarif Vakfı devraldı, 2 ülkeyle şimdi mutabakat zaptı imzaladık, bunları yapıyoruz.
Maarif Vakfı aynı zamanda Arnavutluk’ta yeni bir üniversite devraldı. Her yerde okullar da açmaya başladı. Devlet denetiminde, güçlü ve Yunus Emre Türk Kültür Merkezi’yle beraber sadece Türkçe, el sanatları değil, bildiğiniz master, doktora programı veren lise, Anadolu okulları, ortaokul, hatta ana sınıfı dahil okullar açmaya başladı. İnsanlar FETÖ yerine yurt dışında çocuklarını buraya göndermeye başladı. FETÖ ile mücadele ederken oradaki elebaşlarını ve ülkemizden kaçanları Türkiye’ye getirmek de bizim görevimiz. Yüzlercesini bu şekilde Türkiye’ye getirdik ve yargıya teslim ettik. Yargımız bunlardan hesap soruyor.”
“AMERİKA’NIN BEKLENTİLERİMİZİ KARŞILAMASI LAZIM”
Amerika-Türkiye ilişkilerine de değinen Çavuşoğlu, herkesin ABD’li din adamı Andrew Craig Brunson’a kilitlendiğini anımsattı.
Amerika’nın bu süreçte Türkiye’ye çok şey söylediğini ancak kendilerinin “Türkiye’de bağımsız yargı var, mahkeme zamanı geldiğinde yargı ne karar verirse buna uymak zorundayız, zorundasınız.” dediklerini aktaran Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
“Çok masumdu, din adamıydı, şöyleydi, böyleydi ama ortada deliller…İşte cezaya çarptırıldı, suçlu bulundu. Üst mahkemeye gidebilir, o yasal süreç. Ama mahkeme suçlu buldu. Amerika da biz de çok iyi biliyoruz ki, bu adam şikayetler olmuş, hatta tercümanı şikayetçi olmuş. Geldi, yasal süreç işlendi ve cezaya çarptırıldı. Ama Amerika bir şeyi öğrendi. ‘Türkiye’de iki bakanına yaptırım yaptım, şurada tarife artırdım, böyle netice alırım.’ Alamayacağını öğrendi. Bunu da itiraf ediyorlar. Öyle baskıyla, tehditle Türkiye’den hiç kimse bir şey alamaz. Amerika ile ilişkilerimizin gerilmesinin sebebi, Brunson meselesi değil ki. İlişkilerimizin esas gerilmesinin iki sebebi var. Bir tanesi Amerika’nın bugüne kadar FETÖ ile ilgili taleplerimizi karşılamaması.
FBI ciddi bir soruşturma başlattı. Soruşturma başlattıkça esasen ne kadar karanlık ve tehlikeli olduğunu görüp ürpermeye de başladılar. Biz anlatıyoruz zaten. Her faaliyetlerinde Amerikan kanunlarını nasıl ihlal ettiğini görmeye başladılar, daha da görecekler. Biz de elimizdeki bilgileri, belgeleri FBI’ya vermeye başladık, vereceğiz de. Ama Türkiye’de darbe yapan bir kişinin Amerika’da hala bulunması, milletimizin kanına dokunuyor. Dolayısıyla esas bizim gerginlik sebebimiz bu. Bize vermesi lazım. Belgeyse verdik, mahkeme kararıysa teslim ettik. Yeni belgeler, deliller çıktı, onları da verdik. Niye vermiyorsunuz? Anlaşmamız da var. Esasen hiçbir belge vermemize gerek yok, Amerika orada yaşayan, hele hele FETÖ gibi bir kişinin aldığı her nefesin sayısı dahil attığı her adımı bizden çok daha iyi bilir. Kimi aramış, kimi aramamış çok iyi bilir. Burada Amerika’nın samimi davranması lazım, beklentilerimizi karşılaması lazım.”
“CEMAL KAŞIKÇI OLAYINDA İLKELİ VE ŞEFFAF DAVRANDIK”
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, zor zamanlarda akıllı, sabırlı ve ilkeli durulması durumunda neticesinin alınacağını dile getirerek, öldürülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı olayında Türkiye’nin sabırlı, ilkeli ve şeffaf davrandığını vurguladı.
Tüm dünyanın, Türkiye’nin bu tutumunu gördüğünü ifade eden Çavuşoğlu, “Ama biz başkalarına yaranmak için yapmıyoruz. Ortada bir sorun var, bu sorunun çözülmesi lazım. Bir can var, insan var, gazeteci olması da önemli ama her şeyden önce bir insan. Viyana Sözleşmesi’ne göre o konsolosluk binası Suudi Arabistan toprağıdır, doğrudur ama Türkiye sınırlarında olmuştur ve soruşturmada Türk kanunları geçerlidir. Bu işi çözmemiz lazım. Attığımız adımlar, ilkeli tutumlar ve stratejilerimiz sayesinde yavaş yavaş o da ortaya çıkacak.” şeklinde konuştu.