Araplar ne dedi?

Abone Ol

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Beştepe’deki görüşmeleri, ardından AK Parti’nin kongre kararı alması ve Davutoğlu’nun yeniden aday olmayacağını açıklaması Türkiye’de olduğu gibi Arap sokağında da ilgiyle takip edildi.

“Araplar’dan bize ne? Önemli olan Türkiye’deki seçmenin ne dediği?” diyorsanız yazının bundan sonrasını hiç okumayın.

Türkiye’nin artık sadece Türkiye’den ibaret olmadığını, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın da sadece bu ülkenin liderleri olmadıklarını düşünen biri olarak Araplar’ın ne dediğinin ve ne düşündüğünün de önemli olduğuna inanıyorum.

İlgilenenler için de elimden geldiğince aktarmaya çalışacağım.

Öncelikle Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın bir araya geldiği görüşme sonrası Davutoğlu’nun başbakanlığı bırakacağı sinyali gelince çoğu kimse bu sürpriz gelişmeye bir anlam veremedi.

“Neler oluyor?”, “Erdoğan ve Davutoğlu arasında bir kriz mi var?”, “Kriz varsa sebebi ne?” gibi sorular gündeme geldi.

Türkiye dostlarının yorumlarına AK Parti’nin bölümesi ve ülkenin krize sürüklenmesi endişesi hakimdi.

Perşembe günü MKYK toplantısından sonra yapılacak konuşma merakla bekleniyordu.

Davutoğlu’nun o konuşması çok beğenildi.

Hoca’nın koltuk kavgası peşinde koşan siyasetçilere ilke ve ahlak dersi verdiği, yokluğunun hükümet için kayıp olacağı söylendi.

Liderlerin koltuk için ülkelerini yaktığı ve yüz binlerce insanın ölümüne yol açtığı bir coğrafyada ülkesini herhangi bir krize sokmamak için sessizce çekilmesi takdir edildi.

Cumhurbaşkanı’yla yaşadığı anlaşmazlığa ve o anlaşmazlık nedeniyle görevinden ayrılıyor olmasına rağmen Erdoğan ile ilişkileri hakkında söylediği sözler örnek bir davranış olarak görüldü ve gönülleri fethetti.

Filistin asıllı Ürdünlü yazar Yasir El Zeatira’nın yorumu şu şekildeydi:

“Davutoğlu’nun Erdoğan’la yaşadığı anlaşmazlıktan sonra ortaya koyduğu tavır selamlanmayı hak eden soylu bir tavır. Bana göre kendisi haklı olmasına rağmen partisinin ve ülkesinin çıkarını düşünerek çekilmeyi tercih etti.”

Başbakan’ın veda konuşması AK Parti’de kriz ve bölünme bekleyenlerin hayallerini de yıktı.

Fakat yeminli Türkiye ve Erdoğan düşmanları Davutoğlu’nun görevi bırakacak olmasını herhalükarda otoriterlikle ve diktatörlükle itham ettikleri Cumhurbaşkanı aleyhine kullandılar ve bundan sonra da kirli propagandalarına mutlaka alet edecekler.

Bunu Başbakan’ı sevdikleri, haklı buldukları ve görüşlerini benimsedikleri için yapmadıkları kesin.

Tek dertleri bir türlü yıkamadıkları Erdoğan.

“Gül ile anlaşamadı, Arınç ile anlaşamadı ve işte Davutoğlu ile de anlaşamadı” diyerek suçu Cumhurbaşkanı’na yıkma peşindeler.

Erdoğan’ı tek adam olma arzusuyla yanıp tutuşan baskıcı bir lider gösterebilecek yeni bir malzeme daha buldukları için gayet mutlular.

Zaten yıkmak istedikleri Erdoğan’ın şahsından çok imajı.

Bölge halklarına ilham veren o dürüst lider imajını yıkabilseler, gençlere “Erdoğan’ın da diğer koltuk sevdalısı diktatörlerden farkı yokmuş” dedirtebilseler başka bir şey istemezler.

Bu tür çabaların ve yürütülen kara propagandanın meyve vermeye başladığını, Erdoğan sevdalısı gençlerin kafalarında -maalesef- soru işaretleri oluştuğunu söyleyebiliriz.

Bugüne kadar yaşanan gelişmeler gibi Türkiye’de bundan sonra yaşanacak süreç de Arap sokağı tarafından yakından takip edilecek.

Kimileri ellerini ovuşturarak kriz patlak vermesini bekleyecek.

Kimileri ise ellerini semaya açıp AK Parti’nin birlik ve bütünlüğü, Türkiye’nin huzur ve istikrarı için dua edecek.