Anlaştık mı EY GÖNÜL!

Abone Ol

Ey Gönül!

Bilesin ki dünya karar yeri değildir. O, gelip geçici bir duraktır. Ama sonuçta seni karar yerine götürür. Onun da iki durağı vardır. Sakın yanlış durağa durma. Yoksa seni bitip tükenmez acılara götürür. Durduğun yere iyi bak. Ona göre karar kılacaksın!

Ey Gönül!

İçinde barındırdıkların nedir acaba? Neler taşıyorsun orada? Ona göre netice alacaksın. Niyetine iyi bak! Çünkü niyetinin karşılığını göreceksin. “Ameller ancak niyetlere göredir,” (Buhârî, Bedü’l-Vahy, 1; Müslim, İmare, 155; Ebu Davud, Talak, 11) buyurmuş ya Efendimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellem!”

Ey Gönül!

Dünya telâşına dalıp da ahiret yurdunu unutmayasın. Çünkü gün olacak çağıracaklar seni. Sakın gaflete dalma! Uyanık ol! Kendine gel! Çağrıya hazır ol! 

Ey Gönül!

Hakk’a kapını açık tutasın. Yalan ve yanlıştan kaçasın. Ahiret azığın hazırlayasın! Ebedî lezzetleri unutmayasın. Allah için kulların ihtiyacına koşasın. Kazancın, hizmette olduğun bilesin!

Ey Gönül!

Sakın büyüklenmeyesin. Gurura kapılmayasın. Büyüklendikçe küçüleceğini unutmayasın. Tevazu ettikçe de hem Allah’ın hem de kulların yanında kıymet bulacağını, yükseleceğini iyi bilesin!

Ey Gönül!

Gülümseyesin. Bilesin ki Allah Rasûlü (sav) hep gülümsermiş Allah’ın kullarına. Ama kahkahadan da kaçınırmış. O değil midir senin için en güzel örnek ve önder? Bunu bilerek yaşamaya çalışasın!

Ey Gönül!

İkram edesin!

İhsan edesin!

Hizmet edesin!

Hoş göresin!

Affedesin!

İncitmeyesin!

İncinmeyesin.

Dost olasın!

Dost edinesin!

Tevazu edesin!

Şefkat edesin!

Merhamet gösteresin!

Sevesin, sevilesin!

Gülesin ki, “gül”e dönesin!

Gönül alasın ki, “Gönül” olasın!

Allah’a kul, Rasûl’üne ümmet olasın!

Yaratılış maksadının bu olduğunu unutmayasın!

Ey Gönül!

Büyüklere hürmet edesin ki, hürmet göresin. Küçüklere de şefkat edesin. Hizmet edesin ki hizmet göresin.

Bilesin ki ey Gönül, ne ekersen onu biçersin. Güzel tohumlar saç ki, güzel mahsuller alasın.

Ey Gönül!

Bedavadan bir şey verilmez insana. Manevî makamlar da böyledir. Karşılık ister insandan. Sabır gerekir bu yolda. Çile çile yoğrulan sabır kahramanı olanlar kazanmıştır. Asr Suresi’ni çok okuyasın! Ey gönül, sakın bunları unutmayasın!

Ey Gönül!

Dünyalıkla şımarmayasın. Çünkü onlar birer artıktır. Senden sonra da birilerine kalacaktır. Makamlar da öyledir. Niceleri vardır ki, makamları bitince yüzlerine bile bakılmamıştır. Bil ki Ey Gönül, dünya iki kapılı bir handır. Birinden girer, ötekinden çıkar gidersin. Acep nereye gidersin?

Ey Gönül!

Sen, seni Yaratanı, seni donatanı daim hatırla!

O’ndan ayrı kalma! O’nsuz bir hayat var sanma!

Sırattan nasıl geçeceğini aklından çıkarma. Nelerle geçilir oradan, hangi vasıta lâzım o gün, hep tefekkür edesin!

Ey Gönül!

Ahlâkın güzel olsun. Kullar yanına koşarak gelsin. Sakın onlara yan durma, arkanı ise hiç dönme. Yakın ol onlara ki, Allah da sana yakın olsun. Rabbinin yanındaki yerini öğrenmek istersen, kullarının yanındaki durumuna bak. Sen onlara gülersen, ikram edersen, misafiri seversen O da sana yakın olacaktır Hesap Gününde.

Ey Gönül!

Her çiçeğin bir kokusu vardır ama gülün kokusu bir başka. Gül olmaksa bambaşka. Gül olmak için de dikenlere katlanmak gerek. Baksana her gül, nice dikenden sonra tomurcuk olup açmıştır.

Âh Gönül Âhh!

Ömrünü hebâ ettin. Hayatını kayıplarla tükettin. Geçenler geri gelmiyor şimdi. Oturup, Rabbine ağlayasın. O’ndan aff dileyesin. Merhametin isteyesin. Yaşlandı bedenin… Gitti gençliğin… Geçti ömrün… Ne yapasın?

Âh Gönül Âhh!

Sakın umutsuzluğa kapılmayasın. Canın tende ya, şükredesin ve gözyaşı dökesin. Derdine derman O’ndadır bilesin.

Âh Gönül!

Eğer “daha gencim” diyorsan, nice gençlerin ölümün kucağına düştüğünü bilesin. O halde, gaflete dalmadan Mevlâ’ya kul olmaya bakasın ki, kurtulasın!

Anlaştık mı ey gönül?