Türkiye, Barış Pınarı Harekâtı’nın başından bu yana sadece askeri ve diplomatik alanlarda değil harekâta gölge düşürmek için asılsız haberlerle yürütülen kara propagandaya karşı medya alanında da çetin bir mücadele veriyor.
Şu ana kadar her üç alanda da gayet başarılı olduğunu söyleyebiliriz.
Barış Pınarı Harekâtı sınırlarımızda hayata geçirilmek istenen, yıllardır planlanan ve uğruna milyon dolarlar harcanan terör koridoru projesini birkaç günde paçavraya çevirip çöpe attı.
Pentagon’un desteğiyle kendini dev aynasında gören terör örgütü devlet kurma hayalleri suya düşünce gerçek hacmine geri döndü.
Bu aşamadan sonra yine efendilerine hizmet eden katiller sürüsü ve çapulculardan oluşan sıradan bir suç şebekesi olarak varlığını korumaya çalışacak.
Harekâtın bir diğer hedefinin Suriye’nin kuzeyinde mültecilerden bir kısmının geri dönebileceği güvenli bölgenin kurulması olduğu ilan edilmişti.
Türkiye o hedefe doğru da – Allah’ın izniyle – kararlı adımlarla ilerlemeye devam edecek.
Askeri alanda elde edilen başarılar eşliğinde harekâtın kazanımlarını korumak ve daha da ileriye taşımak için diplomatik çabalar da tüm hızıyla sürüyor.
Önceki gün Ankara’da büyük bir zafere imza atıldı.
ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesinin ardından Türkiye ve Amerika arasında anlaşma sağlandığı açıklandı.
Türkiye aşağı yukarı istediği her şeyi aldı.
Her şeyden önemlisi, artık “sahada kazanırken masada kaybeden ülke” olmadığını gösterdi.
Barış Pınarı Harekâtı’nın başından bu yana medya alanında da kıyasıya bir mücadele veriliyor.
Anadolu Ajansı ve TRT, başta İngilizce ve Arapça olmak üzere birçok dilde yaptığı yayınlarla Türkiye’nin haklılığını tüm dünyaya anlatıyor.
SETA gibi düşünce kuruluşları ve çalışanları, akademisyenler ve gazeteciler Türkiye’nin tezlerinin ve harekâtın gerekçelerinin ülke dışında geniş kesimlere ulaşması için takdire şayan bir çaba sergiliyor.
Harekâtı karalamak için üretilen asılsız haberler ve görüntüler anında deşifre edilip yalanlanıyor.
Türkiye’nin kendini anlatamadığı iddiası doğru değil.
Anlamak istemeyenlerin gerçekleri ısrarla görmezden gelmesi ve iftiralarını sürdürmesi ölçü olamaz.
Önceki gün Amerika ve Türkiye arasında sağlanan anlaşmayı dost düşman herkes “Türkiye’nin zaferi” olarak değerlendirirken, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri basın-yayın organları ve resmi sosyal medya trolleri Erdoğan’ın baskılara boyun eğdiği ve PKK/YPG’nin kazandığı yönünde yoğun bir propaganda başlattı.
Çünkü Türkiye’nin elde ettiği diplomatik başarı Barış Pınarı Harekâtı’nı kınayan ve “işgal” olarak niteleyen Arap Birliği’nin yanlış yolda olduğunu bir kez daha gösterirken, diktatör Arap rejimlerinin Amerika’yla ilişkilerinde ortaya koyduğu acizliği de deşifre etti.
ABD Başkanı Donald Trump iki güne bir Kral Selman’la dalga geçerken ses dahi çıkaramayanların Erdoğan’ın dimdik durarak ve Beyaz Saray’dan gelen mektubu çöpe atıp harekâtı başlatarak kazandığı zaferi kabul etmeleri elbette zor.
Alay konusu olma pahasına kara propagandaya devam eden bu insanlara ne anlatabilirsin ki?!.