Ankara Ajandası

Abone Ol

Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın davetine icabeten resmi temaslarda bulunmak üzere bugün Ankara’ya gelmesi beklenen Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz’in bu ziyareti haftaya damgasını vuracak gibi görünüyor. Majesteleri Kral Selman’ın Mısır’a gerçekleştirdiği seyahatin ardından ülkemize geliyor olması şüphesiz bu ziyareti daha önemli kılıyor ve bazı kulislerde konuşulduğu gibi acaba Türkiye Mısır ilişkilerinde Suudi Arabistan’ın arabuluculuğuyla yeni bir sürece mi giriliyor sorusunu aklımıza getiriyor. Özellikle İsrail’in Mavi Marmara sonrası bozulan ilişkilerimizi tamir etmek yönünde Türkiye’nin ileri sürdüğü şartları yerine getireceğini taahhüt etmesi sonrasında yeniden başlayan müzakerelere ilaveten Mısır’la, ilişkilerimizin de normal seyrine dönmesi yolunda atılacak karşılıklı adımlar sürpriz sayılmayacaktır. Bu ziyarette konuşulacak konuların başında Suriye meselesinin yanı sıra Mısır’la ilişkilerimiz olduğuna dair bahse girmekten çekinmem.  Suudi Arabistan Krallığı öncülüğünde teröre karşı mücadele vermek üzere kurulan ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu 34 İslam ülkesince desteklenen İslam Ordusu ise, son dönemde gelişen siyasi ilişkilerimizin bu ülkeyle askeri alanda da süreceğine dair önemli bir gösterge olarak değerlendirmemiz içinse hiç bir neden yok. Kaldı ki, Suriye meselesinde uzunca bir zamandır Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan arasında politika birliği olduğu da açık bir gerçek.

Muhteşem birikimi ve enerjisiyle AK Parti’ye adeta hem başkanlık hem de hocalık yapmaktan bıkıp usanmaksızın ve hiç bir yorgunluk emaresi göstermeksizin yoluna devam eden Başbakan Ahmet Davutoğlu ise, devlet işlerinin ve terörle mücadelenin de aksamadan yürümesi ve bölge halkının mağduriyete uğramaması için diğer sorumlularla birlikte tam anlamıyla gecesini gündüzüne katarak çalışıyor.

En son Sivas Kongresi anısına Bakanlar Kurulunun 2003 yılında Sivas’ta toplanması ardından 13 yıl sonra ilk kez Ankara dışında bir ilde, Şanlıurfa’da tam da düşman işgalinden kurtuluş gününde(bugün) toplanacak olması ve 1984 yılında  ”Şanlı” sıfatı verilen bu ilimizin şimdi de İstiklal Madalyasına kavuşması ise ayrı bir heyecana neden oluyor.

Muhalefet cephesine baktığımızda ise gördüğümüz Kılıçdaroğlu’nun ağır hakaret, saldırganlık ve istismar yüklü söylemlerden medet ummaya devam edişi ve kendi kitlesini gerçekliği ters yüz eden  bir nefret diliyle manipüle edip muhafaza etmeye çalışması. Anlayacağınız hiç bir umut ışığı vermemeye devam ediyor.

Geçtiğimiz Cuma günü Yüksek mahkemenin tüzük kurultayına götürmek üzere partilerine kayyuma ataması ardından Sayın Devlet Bahçeli’nin kimsenin olağanüstü kongre yapmalarını beklememeleri yönünde  yaptığı açıklamalar ise MHP’de işlerin bu saatten sonra daha da karışacağı yönündeki algıyı güçlendiriyor. Genel Başkanlığa adaylıklarını uzunca süre önce açıklayıp tabanda etkinliklerini artırma gayretine girişen  Meral Akşener, Koray Aydın ve Sinan Oğan’a şimdi de Ümit Özdağ’ın eklenmesi önümüzdeki günlerde MHP’yi sıcak günler beklediğinin işaretlerini veriyor. Bu konuyu ayrıca işleyeceğiz nasip olursa.

   Bu haftalık Ankara’dan söyleyeceklerimiz bunlar; esen ve mutlu kalın…