Annelerin “Diyarbakır Direnişi” 22. gününde devam ediyor. Eyleme katılan annelerin sayısı her gün artıyor. Bu onurlu direnişe, “onursuzca” kör ve sağır kalanlar var. Türkiye’nin faydasına olan her işte sokağa dökülüp tepki gösteren sivil toplum örgütleri, sendikalar, aydınlar, akademisyenler, sanatçılar ve siyasi partilerden hala ses yok…
Ses verenler de işi mecrasından çıkarma, HDP’yi kurtarma ve mağdur gösterme telaşına düşmüşler…
SP, İP ve CHP’nin yayın organı olan gazeteler “Annelerin teröre karşı direnişini” 17 gün sonra haber yaptılar. Bu gazete üçlüsü size bir şey hatırlattı mı? AK Parti ve MHP’ye karşı HDP ile seçim ittifakı yapan CHP, İP ve SP’nin medyadaki sesleri ve yayın organları bunlar. Seçimde HDP ile ittifak yapan üç partinin medyada da ittifak halinde ortak ses verdiklerini görmüş olduk…
HDP’NİN KAPISINA KALKAN OLMAK CHP, İP VE SP’YE Mİ KALDI?
HDP’ye kepenk indirten analara karşı CHP, İP ve SP’den inanılmaz açıklamalar geldi. Anaların yaktığı “çocuklara özgürlük ateşinin” karşısında tutuşan HDP sessizliğe gömülünce müttefikleri yardıma koştu.
Çocukların terör örgütünün elinde esir olan anaların HDP’nin kapısına gitmesini eleştiren ilk müttefik İP Genel Başkanı Akşener oldu. Ardından bu koroya SP Genel Başkanı Karamollaoğlu katıldı. Kılıçdaroğlu “karda yürüyüp izini belli etmeme” taktiğini burada da sürdürdü. Kendisi konuşmadı ama sözcüsü Faik Öztrak, analara “HDP’nin önünde ne arıyorsunuz? Yanlış kapının önünde bekliyorsunuz” diyerek üvey çocuğu HDP’ye sahip çıktı.
Seçim ittifakı, analara karşı HDP’yi koruma ittifakına dönüştü. Konuyu mecrasından çıkarma konusunda CHP’nin maharetleri konusunda tecrübeliyiz. Ama İP ve SP’nin de aynı yolu kullanması “körle yatan şaşı kalkar” atasözünü bir kez daha doğruladı.
TERÖR ÖRGÜTÜNE SÖZ GEÇİRECEK MERKEZ ABD VE CHP KAPISIDIR
Anaların direnişi karşısında HDP’den tek bir açıklama geldi. HDP’nin, ÖDP kontenjanından Türk kökenli milletvekili ve parti sözcüsü Saruhan Oluç, “Orada oturan anneleri ve babaları çok iyi anlıyoruz” dedi. Dedi demesine ama dediğine, diyeceğine pişman oldu. “Bu ailelerin anlaşılacak bir yanı yoktur” diyerek HDP’ye ayarı veren ve kapıları kapatan Kandil karşısında partide ölüm sessizliği başladı…
Kandil’in sözü üstüne söz söyleyecek iki merkez var. Bunlardan biri ABD, diğeri CHP’dir!
Analar haklı olarak çocukları ile dağ arasında servis görevi yapan HDP’nin önünde oturuyorlar. Ama bu masum, tertemiz yürekli, saf Anadolu insanının bilmediği bir şey var. HDP çocuklarınızı dağa götürmek için beyin yıkamış olabilir, onları PKK’ya teslim etmiş olabilir. Onların iş ve işlevi bununla sınırlı. Asıl irade ve güç başka adreslerde…
O irade ve gücün sahibi ABD ve CHP’dir. HDP’nin ipi Kandil’in, Kandil’in ipi de ABD ve CHP’nin elindedir!
Kılıçdaroğlu, Akşener ve Karamollaoğlu’nun Diyarbakırlı analara karşı siper oldukları kapı aslında Kandil’in kapısıdır. “DUT YEMİŞ BÜLBÜLLER KOROSUNUN” üç siyasi parti lideri bilerek ya da bilmeyerek Kandil’i savunuyorlar. Terör örgütünün kaçırdığı çocukları kurtarmak için kaçıranın kapısını değil, devletin kapısını adres gösterenler terör örgütüne kalkan olduklarını bilsinler…