Amerika’nın Kürdü olmayacağız

Abone Ol

Diyarbakırlı Anneler, Evlat Nöbeti eylemlerinde 4. yıla kararlılıklarını pekiştirerek girdi.

Geçtiğimiz üç sene içinde 37 anne, evladına kavuştu. Üç yüzün üzerinde anne de çocuğunu PKK’dan istemeye devam ediyor. Ve eylem çığ gibi büyüyor.

Annelerin eylemi; sivil, organik, spontane olarak ortaya çıkmış, yerel, masum ve bağımsız özellikleri içinde barındıran bir kadın hareketidir.

Peki, kadın hareketi ise Feminist ekolün sözde hak savunucuları nerede? Yoklar.

Sadece onlar mı görmezden geliyor Anneleri? Hayır tabii ki. Aydın ve entellektüellerin bir kısmı, sözde sanatçılar, sözde akademisyenler, teröriste rahmet okuyan medya temsilcileri… Bu tipler Anneleri dinlemeyecek bile. Neden mi? Çünkü bunlar Kürdün dağda ölenini, askere silah sıkanını, emperyalizme köle olanını, dinden-değerlerden bi- haber olanını dolayısiyle “İslam kardeşliğinden” nefret edenini severler. Dertlerinin ne olduğu çok açık!

Açık olan bir şey daha var.

Anneleri dinlemeye bile tenezzül etmeyen, il binası önünde aşağılayan, hakaret eden HDP kadın vekillerinin sözde “hak mücadelesi” maskesi düştü. Bir kere daha kaybettiler.

Devlet terörle mücadelede görevini askeri ve polisiyle yapıyor. Fakat o kadar önemli bir gelişme de, hem PKK hem de HDP’yi bitirecek olan işte bu sosyolojinin doğmuş olmasıdır. Anneler inançla yollarına devam edeceklerini söylüyorlar. “HDP binasının nasıl kepenklerini kapattırdıysak, PKK’yı da bitireceğiz” diyorlar. Orada bir baba “Amerika’nın Kürdü olmayacağız” diye çığlık atıyor.

Halk her şeyi çözmüş. Saatlerce uluslararası ilişkiler analizi yapmaya falan gerek yoktur. Gidin Diyarbakır’ın sokaklarında dolaşın, bakın size neler anlatıyorlar… Ben iki gündür dinliyorum. HDP burjuvazisinden ve onların sahte söylemlerinden o kadar bıkmışlar ki…

Halk neşe ve huzur içinde mesire ve seyirlik alanlarda aileleriyle vakit geçiriyor. Çarşı tıklım tıklım insan dolu. Turizm çok iyi işliyor. Kayyumun yaptığı hizmetler rağbet görüyor. Temiz, canlı, huzurlu bir atmosferde kadim bir kenti izlemek, güzeldi.

BU NOKTAYA NASIL GELİNDİ?

Toplumsal psikoloji, siyasetten, ekonomiden ve tarihten bağımsız değildir. Bilakis birbiri ile iç içe sofistike bir yapı içerir. Dolayısiyle Anneler bugün bir şey söylüyorsa bunun arka planına, geçmişine bakmak gerekir.

Süreci kısaca özetleyelim. Neler yaşandı bu ülkede?

*CHP zihniyetinin Muhafazakar, Kürt, Alevi, Roman vs. pek çok farklı kimliğe uyguladığı baskıcı ve tek-tipçi politikalar 80’ler itibariyle artık toplum tarafından taşınamaz bir noktaya gelmişti. Kürtlerin yakın tarihine baktığımızda açılan yaralar, dışarıdan kurgulanan PKK avanesi tarafından kullanılarak teröre kanalize edildi. PKK zulmü takribi 40 yıl önce başladı.

* Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakanlığı döneminde açılım politikalarını uygulayarak Kürtlere hak tesliminde bulundu. Bu yaklaşım devletin halka bakış açısını, halkın gözünde de devlet tahayyülünü değiştirmiştir. Kürtçe TRT kanalının kurulması, Kürtçe dil kurslarının açılması, resmi olarak Kürtçe isim kullanma, Kürtlere uygulanan 2. sınıf vatandaş hissiyatının zihniyet olarak kaldırılması ve pek çok yerel-ulusal pozitif ayrımcılık…

*Süreçte Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgelerine yapılan ekonomik yatırımlar, yapılan yollar, havalimanları, üniversiteler de halkta bir güven oluşturmuştur.

*Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın samimiyetini gören halk, devletiyle barıştı. Kırgınlıklar yerini kucaklaşmaya bıraktı. Fitne üreten dış kaynaklı merkez ise boş durmadı. PKK, çözüm sürecini bozdu. 2015’te HDP ise pek çok belediyesinde sözde özyönetim ilan etti. Amacı; belediyeleri devletten koparmak ve özerk yönetim kurmaktı.

Peki başarabildi mi? Hayır.

Çünkü çözüm sürecinde güvenlik tedbirlerini bölgede esneten devlet, PKK-HDP’nin bu girişimiyle tepelerine balyoz gibi indi. Asker, polis pek çok güvenlik görevlimiz, çukur eylemlerinde PKK’yı bölgeden sildi attı. Ve Kürtlerin süreçte PKK’ya destek vermemesi ve sessizce alandan çıkıp güvenlik güçlerinin elini rahatlatması da önemli bir katkıydı. Yani bölgeden çıkış yaparak askerle PKK’yı baş başa bırakmış oldular. Sonuç; huzurlu bir Diyarbakır.

*Diyarbakırlı Annelerin PKK’ya karşı olan dik duruşunun, isyanının arkasında işte tüm bu süreçler bir tuğla gibi örülü ve sonuca giden yapı taşlarını oluşturmaktadır.

HDP AİLEYE VE ANNELERE DÜŞMAN

Bugün Anneler çocuğunu teröre kaptırmak istemiyor.

İşte bu nedenle HDP, annelere, aile kurumuna düşman kesilmiştir.

HDP ve PKK şunu çok iyi biliyor.

Bu bölgede üç şeyi yozlaştırırsa toplumu bölebilir.

1-Aileyi çözmek

2-Gençleri yozlaştırmak

3-Dini değerleri dejenere etmek

Bu üç hedefe odaklı, küresel STK’larla da iş birliği yaparak LGBT faaliyetlerinden, içi boşaltılmış sözde dini çalışmalara, töreyi-geleneği şeytanlaştırıcı söylemlere kadar çok ciddi çalışmalar içerisindeler. Maddi fon sıkıntıları asla yok. Her şeyin farkındayız!