Amerikan tiyatrosu!

Abone Ol

Amerika, Türkiye’yi tehdit eden terör örgütü YPG’ye bugüne kadar 3 bin TIR silah yardımı yapmış…

2018 bütçesinde de silah yardımı için 500 milyon dolar ayırmış.

Bu silahları YPG’nin DAEŞ’le mücadele için kullanacağı belirtiliyor ama başarılı bir şekilde gerçekleştirilen sınır ötesi operasyonlar ile dost ve düşman gördü ki DAEŞ’in bölgedeki en büyük korkusu Türk Silahlı Kuvvetleridir.

Peki, o halde neden ABD bölgede TSK ile değil de YPG ile iş yapmakta ısrar ediyor.

Oyun büyük…

Bu silahların bir kısmının hem de önemli bir kısmının dolaylı olarak DAEŞ’e gitme ihtimali bile var oyunda.

Böyle bir ihtimal gerçekten var mıdır?

Vardır.

Bölgede, Radikal ve taşeron örgüt kurma hususunda Amerika İngilizlerden sonra yeterince uzmanlaşmış durumda.

Bir başka husus da, 15 Temmuz hain FETÖ darbe teşebbüsünün arkasındaki beyin ve lojistik gücün Amerika olduğu ayan beyan ortaya çıkmasından anlaşılıyor ki, darbe teşebbüsünün rövanş hazırlıkları var.

Eski CIA Ulusal İstihbarat Konseyi Başkan Yardımcısı Graham Fuller hakkında yakalama kararı çıkartılması ve gerekçesinde de “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme” ifadelerinin yer almasına bakılırsa yukarılarda gerek diplomatik ve gerekse sıcak savaş rüzgarları çok şiddetli esiyor.

Amerika’nın bir yıl içinde günde 8 TIR’lık savaş mühimmatını YPG’ye sevk etmesinin bir diğer gerekçesi de Rusya ile Türkiye’nin yakınlaşmasını durdurabilmek olmalıdır.

Hedef öyle veya böyle her halükarda Türkiye’yi zora sokmak, köşeye sıkıştırabilmek ve teslim alabilmek…

ABD, Ortadoğu siyasetini çok açık ve çok sert bir şekilde devam ettiriyor.

Kartları sürekli yeniden karıyor ve oyuna yeni yeni oyuncular sürüyor.

Bazen NATO, FETÖ…

Her türlü oyun ve kumpasa hazırlıklı olalım…

Zarrab üzerinden oynanan oyunu da bu yapbozun içine dahil edersek görürüz ki, acımasız ve topyekun bir taarruz ile karşı karşıyayız.

Türkiye bu taarruzlar karşısında yapabileceği en uygun hamleleri yaparak oyunları boşa çıkarmayı başarıyor.

Herhalde en çok da buna sinir oluyorlar…

Akılları bir türlü almıyor…

Amerika’da görülen mahkeme karşısında aklıselim herkesin memleket meselesi idrakiyle hükümetten yana tavır alması da ayrıca sevindirici bir hadisedir.

Yıllar yılı kendi koyduğu ambargoları delmekle meşhur ABD’nin Türkiye’yi böyle bir iddia ile itham etmesine kimse itibar etmedi elhamdülillah.

Bu tiyatro Türkiye’de seyirci bulamadı.

Amerika kendi ifadeleriyle dost ve müttefik ülke Türkiye’nin sınırlarına günde 8 TIR Silah ve mühimmat yığmak yerine insani yardım malzemesi göndermiş olsaydı Ortadoğu’nun kapanmayan yaralarını sarmak hususunda çok önemli ve değerli bir iş yapmış olurdu.

Peki, Amerika’nın aklı insani yardıma çalışır mı?

Sanmıyorum.

Çünkü ezelden beri öldürmeye ayarlanmış bir zihniyetten insanlık beklemek abesle iştigal etmek olur.

Amerikalıların, hemen yanı başlarındaki Kızılderililere yardım yapan Türkiye’den insanlık dersi almasının vakti gelmiştir ve de çoktan geçmektedir…