Dünya

Amerika’da kadın ve erkek seçmenler arasındaki fark, seçimi belirleyebilir mi?

Donald Trump, erkek seçmenler arasında büyük bir destek sağlarken, kadınlar ise Kamala Harris'i tercih ediyor. Bu cinsiyet farkı, son on yılın toplumsal değişimleriyle şekillenen seçim yarışını etkileyebilir.

Abone Ol

Amerika'nın ilk renkli kadın başkan adayı olan Kamala Harris, seçim kampanyası boyunca kimliği hakkında konuşmaktan kaçınarak, “Hangi ırk ve cinsiyetten olursa olsun tüm Amerikalılar için en iyi kişi olduğuma inanıyorum” diyor. Ancak, bu çabalarına rağmen, cinsiyet bu seçimde belirleyici bir konu olarak öne çıkıyor.

"Madame Başkan" ifadesi Amerika için yeni bir olgu olacak. Bu yeniliği olumlu karşılayanlar kadar, bazı seçmenler için bu durumun rahatsız edici olabileceği de düşünülebilir. Harris'in kampanyasında çalışan bir yetkili, kamuoyuna açıklanmasa da “gizli bir cinsiyetçilik” olduğuna inandıklarını ifade etti.

2016'daki seçimde Hillary Clinton’ın adaylığı sırasında, kadın olmanın olumsuz etkilerinin hissedildiği açıkça görülmüştü. “Benimle” sloganıyla yürütülen kampanya, Clinton'ın kadın olmasının seçim sürecinde önemli bir rol oynadığını vurguluyordu. O dönemde seçmenlerin "Onunla ilgili bir şey var" şeklindeki ifadeleri, aslında Clinton'ın kadın olmasıyla ilgiliydi.

#MeToo hareketi, 2017’de kadınların iş yerlerinde karşılaştığı ayrımcılıklar konusunda farkındalığı artırdı ve profesyonel dünyada kadınlar hakkında daha açık bir şekilde konuşulmasını sağladı. Bu hareketin, Kamala Harris gibi bir adayın başkanlık adaylığını kolaylaştırdığı düşünülebilir.

Ancak, cinsiyet eşitliği ve kapsayıcılık konularındaki büyük ilerlemeler, bazı genç erkekler için bir adım geriye gidildiği hissine yol açtı. Bu değişiklikler, daha geleneksel cinsiyet rolleri benimseyen muhafazakar Amerikalılar için de fazla ileri bir adım olarak görülebilir.

Genç Amerikalı Kadınlar Erkeklerden Daha İyi Konumda!

Harvard Kamu Politikası Enstitüsü'nde anket direktörü olan John Della Volpe, genç erkek seçmenlerin genellikle sorularına yanıt bulamadıkları için kendilerini yanlış anlaşılmış hissettiklerini ve bu durumun onları Donald Trump gibi isimlerin destekçisi haline getirdiğini belirtiyor. Bu genç erkekler ve kadın hakları kültürü gibi konuların önceliklendirildiği bir dünyada “biz ne olacağız?” sorusunu soruyor.

İstatistiklere göre, genç Amerikalı kadınlar eğitimli, daha iyi iş fırsatlarına sahip ve ekonomik olarak erkek akranlarından daha iyi bir konumda. Donald Trump ise bu memnuniyetsizliği kullanarak kampanyasını “erkekliğin saldırı altında olduğu” mesajı üzerine kuruyor.

Demokratlar, hayal kırıklığına uğramış erkeklere ise sert bir tavır sergiliyor. Eski Başkan Barack Obama, bazı erkeklerin kadın bir başkan fikrine sıcak bakmadığını dile getirerek, bu tutumun başka sebeplerle örtüldüğünü belirtiyor. Harris destekçisi bir reklamda ise aktör Ed O’Neill, “Erkek ol: Bir kadın için oy ver” diyor.

Seçimin son günlerinde, cinsiyet konusu hem her yerde hem de hiçbir yerde. Donald Trump, erkekliği seçim yarışının merkezine taşımak isterken, Kamala Harris, kadın olarak aday olmayı neredeyse hiç dile getirmiyor. Anketler, Trump'ın erkek seçmenlerde yüzde 14'lük bir üstünlüğe sahip olduğunu, Harris’in ise kadınlar arasında yüzde 12 önde olduğunu gösteriyor.

Bu seçim, kadınlar ve erkekler arasındaki derin farklarla şekillenecek gibi görünüyor.