Aman Türkiye’nin altına bomba koymayın!

Abone Ol

“Efendiler! Hepiniz uyanık olun. Erken beyanatlardan kaçının. Sonuçlarını hesap etmediğiniz siyasi beyanatlar vermeyin. Ümmetimiz tek bir ümmettir. Kürtler de bu ümmetin bir unsurudur. Evet, Kürtler geçmişte büyük zulümlere maruz kaldı. Ancak, artık bütün bir Türkiye kardeşçe onlara yardımcı olmak istiyor.”

“İnsanlar seçime gider, kazananlar kutlamalarını yapar, sonra el sıkışırlar, bundan sonra ülke yönetiminde birlikte hareket ederler. Türkiye’deki son seçimde, muhalefet partisi liderlerinin, seçimlere futbol müsabakası muamelesi yaptığını görüyoruz. Liderler, beyanatlarının gelecekte ne gibi sonuçlar doğurabileceğini, üsluplarıyla Türkiye toplumunu bir felakete sürükleyebileceklerini hesap etmiyorlar!”

“Kürt partisi yöneticileri amigo dilini bırakmazsa, Türk halkının değerlerini küçümsemeye devam ederse, korkarız ki bu gidiş, Türkiye toplumunda bir patlamaya yol açacaktır. Kürt partisinin dar ırkçı söylemi Türk ırkçılığını körükleyecektir. Böylesi sevimsiz bir ortam ülkeyi otuz yıl geriye götürür. Dolayısıyla bu ırkçı söylem son derece tehlikelidir!”

Çoğu demokratik, dünyanın hemen bütün büyük ülkelerinde futbol müsabakaları yapılırken, bazı ami- golar kazanacaklarına dair müfrit bir hamasi dil kullanırlar. Karşı tarafın değerini sıfıra indirgeme söylemi ge- nellikle kanla sonuçlanır. Avrupa’daki futbol müsabakaları da bu gibi şiddet olaylarına çokça şahit olmuştur.

Gel gör ki, bu ülkelerde yapılan seçimlerde, insanlar seçime gider, kazananlar kutlamalarını yapar, sonra el sıkışırlar, bundan sonra ülke yöne- timinde birlikte hareket ederler. Yeni bir iktidarın altında, herkes birlikte ülkeye hizmet etmek için çalışır.

Ne kadar üzücüdür ki, Türki- ye’deki son seçimde, muhalefet partisi liderlerinin, seçimlere futbol müsabakası muamelesi yaptığını görüyoruz. Seçmene karşı da Avrupa futbol müsabakalarında amigoların kullandığı dili kullanıyorlar. Bu liderler, beyanatlarının gelecekte

ne gibi sonuçlar doğurabileceğini, üsluplarıyla Türkiye toplumunu bir felakete sürükleyebileceklerini hesap etmiyorlar!

Herkesin Kürt partisinden

beklediği, çıkıp şunu demesidir: “Madem ki Türkiye’nin geleceğini şekillendirmede katkımız olabilecek; o halde bize düşen hep birlikte tüm halkların geleceğini en iyi şekilde inşa etmeye çalışmaktır.” Ne var ki, Kürt partisi liderinin kullandığı söylem, futbol turnuvalarındaki keskin dili hatırlatıyor. Karşı tarafı bütünüyle ezmek istiyor. Hesabını ve adımlarını bunun üzerine kuruyor. Ancak, futbol müsabakalarında mazur görülebilen bu dilin sosyal hayatta çok farklı neticeler doğuracağını unutuyor!

Peki, ne oldu? Türkiye sokaklarında kızgın protesto eylemleri görülmeye başlandı. İnsanlar, Kürtlerin sorunu güzellikle çözmek istemediğini dü- şünmeye başladı. Türkler Cumhurbaş- kanı Recep Tayyip Erdoğan’ın barış projesini memnuniyetle kabul ederek sulh yolunu tuttu. Bu uğurda 30 bini aşkın evladının kanını da unutmayı kabul etti. Kürt partisi liderinin

kendi liderlerini küçük düşürmesi, sembollerini küçümsemesi, geride kalan 13 yılda Türkiye’de gerçekleş- tirilen harikulade siyasi ve ekonomik gelişmeyi hor görmesi, Türkler

tarafından kesinlikle kabul edilmeyecektir.

Türk sokağı bugün Kürt partisi tarafından hıyanete uğradığını düşünüyor. Oysa, Erdoğan olmasaydı Kürtlerin böyle bir siyasi parti kurması söz konusu bile olamazdı.

Kürt partisi yöneticileri amigo dilini bırakmazsa, Türk halkının değerlerini küçümsemeye devam ederse, korkarız ki bu gidiş, Türkiye toplumunda bir patlamaya yol açacaktır. Kürt partisi- nin dar ırkçı söylemi Türk ırkçılığını körükleyecektir. Böylesi sevimsiz bir ortam ülkeyi otuz yıl geriye götürür. Dolayısıyla bu ırkçı söylem son derece tehlikelidir!

Kanaatimce, Türkiye’de iç barış süreci fiilen durmuş vaziyette. Sürecin tekrar işlerlik kazanabilmesi, atılacak siyasi adımlardan önce silahın tamamıyla terkedilmesi ön şartının kabul edilmesiyle mümkündür. Öbür taraftan, Kürt partisinin ortaya koydu- ğu siyasi söylem Kürt bölgelerinde iç ve dış istismara müsait bir söylemdir.

Efendiler! Bu seçimi arkanızda bırakın artık. Elde edilen sonuç Türkiye’yi sahil-i selamete ulaştıracak bir sonuç değildir. Krize sürüklen- meye başlayan ülkeyi kurtarmak hepinizin boynunun borcudur.

Kürt partisinin kullandığı ve futbol maçlarındaki kargaşayı hatırlatan zafer beyanatları, Türkiye halkına küçümsenme duygusu yaşatıyor. Bu incinmeyi hemen, -birkaç gün sonra değil- hemen şimdi onarmazsanız, Türkiye gençliğini hiç de toplumun yararına olmayacak protesto eylemle- rine sürüklemiş olursunuz!

Ümmetin aklıyla düşünen Türkiye toplumunun liderleri, Erdoğan gibi büyükleri vardır. Onların saygınlığını zedeleyecek girişimlerde bulunursanız ülkeyi nereye sürükleyeceğinizi kestirebiliyor musunuz?

Türkiye’de her siyasetçinin Erdoğan’ı edebince eleştirme

hakkı vardır elbette. Onun ve Türkiye toplumunun da bu eleştirileri dikkate alma sorumluluğu vardır. Ancak, Erdoğan’ın arkasında duran milyon- lar, önderlerinin saygınlığına leke sürmenize asla izin vermez!

Efendiler! Hepiniz uyanık olun. Erken beyanatlardan kaçının. Sonuçlarını hesap etmediğiniz siyasi beyanatlar vermeyin. Ümmetimiz tek bir ümmettir. Kürtler de bu üm- metin bir unsurudur. Evet, Kürtler geçmişte büyük zulümlere maruz kaldı. Ancak, artık bütün bir Türkiye kardeşçe onlara yardımcı olmak istiyor. Türkiye toplumunu size karşı takındığı bu kardeşçe tutumundan dolayı pişman etmeyin!

Çeviri: Fethi Güngör