Gündem

Altun: Siber Vatan'da haklarımıza sahip çıkmak zorundayız

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen İnsan Hakları Eğitim Programı'nda dijital faşizm ve dezenformasyonla mücadele konularında önemli açıklamalarda bulundu. Altun, "Nasıl ki Mavi Vatanda, Gök Vatanda varlık gösteriyor, egemen haklarımıza sahip çıkıyorsak, aynı şekilde siber vatanda haklarımıza, egemenliğimize sahip çıkmak zorundayız."

Abone Ol

Hazal Mihrace Göksun - Muhabir

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, AK Parti Genel Merkezi'nde gerçekleştirilen İnsan Hakları Eğitim Programı'nda konuştu. Altun, dijital faşizm ve dezenformasyonla mücadele konularında çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

Altun, dijital faşizm rejimi ve bunu ayakta tutmaya çalışan dijital diktatörlerin gündelik hayatı kolonileştirme stratejilerine dikkat çekerek, "Karşımızdakini çok iyi bilmeli ve tanımalıyız. Bunların en temel iktidar stratejisi, gündelik hayatlarımızı kolonileştirmek ve dijital bağımlılık sistemini ayakta tutmaktır" dedi. Altun, bu süreçte gizli sansür ve örtülü özendirme yöntemleriyle siyasal davranış değişiklikleri yaratılmaya çalışıldığını belirtti.

İngiltere Başbakanı'nın sosyal medya platformlarına yaptığı çağrıyı hatırlatan Altun, "Biz de İngiltere Başbakanının söylediğini söylüyoruz. Herhangi bir şekilde internet ortamında suçun teşvik edilmesini doğru bulmuyoruz. Hukuk her yerde geçerli olmalı" ifadelerini kullandı.

"Hukukumuza, agemen haklarımıza, vatandaşlarımızın ifade özgürlüğüne saygı duyun!"

Altun, Batılı ve Batılı olmayan devletlere karşı sosyal medya şirketlerinin farklı tutumlar sergilediğini vurguladı. Türkiye Cumhuriyeti'nin egemen bir devlet olarak kendi yasalarına saygı gösterilmesini beklediğini belirten Altun, "Nasıl ki Mavi Vatanda, Gök Vatanda varlık gösteriyor, egemen haklarımıza sahip çıkıyorsak, aynı şekilde siber vatanda haklarımıza, egemenliğimize sahip çıkmak zorundayız. Bizim bu sosyal medya platformlarından beklentimiz çok açıktır. Hukukumuza, egemen haklarımıza, vatandaşlarımızın ifade özgürlüğüne saygı duyun. Terörizme, örgütlü suçlara, yasal olmayan faaliyetlere zemin hazırlamayın. Türk yargısıyla, emniyetiyle, kurumlarıyla iş birliği yapın. Devletimiz bu mücadeleyi kamu çıkarı için, vatandaşının hak ve özgürlükleri için vermektedir. Elbette devletimiz bu mücadeleyi verirken popülizm namına somut verilerle bağdaşmayan yorumlar yaparak açıkça yalan söyleyerek, bizleri hedef alanları da maşeri vicdanın insafına bırakıyorum." dedi.

AYM'nin kararı, BTK'nın kararından sonra alındığına dair dezenformasyon

Dezenformasyonla Mücadele Merkezi'nin kuruluşuna değinen Altun, merkezin önemine dikkat çekerek, "Dezenformasyonla Mücadele Merkezimizi biz elbette Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla, Başkanlık oluruyla, bizim imzamızla kurduk. Kamuoyunu doğru bilgilerle, zamanında aydınlatma fonksiyonumuz çerçevesinde çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Cuma günü Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının kuruluş kararnamesi olan 14 No'lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin bazı maddelerini iptal etti. 'Bu kararlar Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile değil kanunla düzenlenmeli' dedi ve 9 ay süre verdi. Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı üzerine derhal dezenformasyon tedavüle sokuldu. Birincisi Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın, Bilgi Teknolojileri Kurumu'nun, Instagram'a erişim engeli kararı alması sonrasında Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı aldığı yalanı devreye sokuldu. Bir kere Anayasa Mahkemesi'nin ilgili kararı gece, BTK'nın Instagram kararı öncesi alındı ve Resmi Gazete'de yayımlandı. Apaçık bir burada anakronizm var. Maddi, somut olarak gösterebilecek bir gerçek var. Eğer ki Anayasa Mahkemesi sözüm ona böyle bir karar alacak olsa o zaman bu kararı Instagram'a erişim engelli kararı alan BTK için alması gerekiyordu. Oysa birdenbire Anayasa Mahkemesi'nin bir hafta önceki toplantıda aldığı ve yasal prosedürlerden geçerek ancak Cuma günü Resmi Gazete'de yayınladığı ve duyurduğu karar birdenbire birbiriyle ilişkiliymiş gibi gösterildi. Bu apaçık bir yalan." diye konuştu." dedi.

"İsrail'in dünyadan gizlemeye çalıştığı soykırımı biz defalarca bütün dünyaya gösterdik"

Altun, merkezin İsrail'in soykırım girişimlerini dünyaya duyurduğunu ve büyük uluslararası medya şirketlerinin bu gerçekleri yayınlamak zorunda kaldığını belirtti. "Bu da bir dezenformasyondu. Zira Dezenformasyonla Mücadele Merkezini biz elbette Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla, Başkanlık oluruyla, bizim imzamızla kurduk ve aynı gün Cuma günü bu olurumuzu yineledik. Kamuoyunu doğru bilgilerle, zamanında aydınlatma fonksiyonumuz çerçevesinde Dezenformasyonla Mücadele Merkezimiz çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Dezenformasyonla Mücadele Merkezimizin yaptıklarıyla biz gurur duyuyoruz. İsrail'in bütün dünyanın gözleri önünde gerçekleştirdiği ve yine bütün küresel medya şirketlerini arkasına alarak dünyadan gizlemeye çalıştığı soykırımı biz Dezenformasyonla Mücadele Merkezimiz üzerinden defalarca bütün dünyaya gösterDik. Büyük uluslararası medya şirketleri dahi bizim verilerle, görüntülerle ispat ettiğimiz İsrail'in yalanlarını deşifre etmemizi onlar da yayınlamak zorunda kaldılar." ifadelerini kullanan Altun, dezenformasyonla mücadelenin stratejik bir alan olduğunu vurguladı.

Altun, konuşmasının sonunda, doğru bilgi ve temiz iletişim için mücadelenin önemine dikkat çekerek, devletin bu alanda verdiği mücadeleyi kamu çıkarı ve vatandaşların hak ve özgürlükleri için yürüttüğünü belirtti.