Güvenli gıda, sağlıklı beslenme, tüketici güvenliği, toplum sağlığı…
Bütün bu başlıkların işe yarayabilmesi için bir konuya dikkat etmemiz gerekiyor.
Denetim!..
İster planlı olsun, ister ihbar ederek, isterse baskın şeklinde…
Nasıl olursa olsun mutlaka denetim yapılmalı. Denetim şart!
İşte burada Alo 174 Gıda Hattı devreye giriyor.
Alo 174 Gıda Hattı tüketicinin gıda güvenliğiyle ilgili kolayca her türlü ihbar ve şikâyette bulunabilmesi, iletişimin tek merkezden yönlendirilmesi, tüketiciye en kısa zamanda dönüş yapılabilmesi ve sonuçların sağlıklı takibi amacıyla 14 Şubat 2009’da faaliyete geçti.
Tam 15 yıl önce bugünlerde kuruldu.
Faaliyete geçtiği tarihten 22.01.2024 tarihine kadar tüketiciler tarafından Alo174 Gıda Hattı’na 3.025.008 arama gerçekleştirildi. Bu aramaların 1.016.475 adedi gıda ihbar ve şikâyetlerini kapsıyordu. Bu başvuruların 1.010.632 adedi sonuçlandırıldı.
Yani geride kalan 15 yılda milyonluk bir işlem gerçekleştirildi. Bu işlem hacmi hem ekonomik anlamda hem de toplum sağlığı anlamında milyarlarca lira kazanç anlamına geliyor.
Toplum sağlığının, tüketici menfaatlerinin en üst düzeyde korunması amacıyla, güvenilir olmayan gıda sunanlara göz açtırılmamalı. Vatandaş-devlet iş birliğiyle gıda terörizmine çanak tutan kim varsa en ağır yaptırımlarla cezalandırılmalı, gerekirse sektörden temizlenmeli.
Bu konuda Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı net mesajlar veriyor. Tüketicilerin güvenilir gıdaya gönül rahatlığıyla ulaşması için gereken her türlü tedbiri aldıklarını iddia ediyor.
Şimdi sıra tüketicilerde.
Gıda konusunda olumsuz bir durumla karşılaştığınız zaman Alo 174 Gıda Hattı'nı arayın. Bu bir vatandaşlık görevidir, insanlık vazifesidir! Sizin yapacağınız bir bilgilendirme gıda güvenliği ve toplum sağlığı açısından büyük önem teşkil ediyor.
Siz siz olun, “Alo 174 Gıda Hattı”nı aramaktan çekinmeyin!
Türkiye’nin tohumları gün yüzüne çıkıyor
Tarımda ilginç gelişmeler yaşanıyor. Küresel tarım çeteleri oyun üstüne oyun kuruyor. Toprak, tohum, ilaç ve mahsül üzerinden insanlığı terbiye etmeye çalışıyorlar.
Savaşlar yayılıyor, gıdaya ulaşmak zorlaştıkça açlık yaygınlaşıyor. Gıda milliyetçiliğinin zirve yaptığı günleri yaşıyoruz.
Şu anda Avrupa’nın göbeğinde çiftçi eylemlerine şahit oluyoruz. Mevzu sanıldığından çok daha tehlikeli.
Tam da böylesi bir ortamda ülke güvenliği ve bağımsızlığı için stratejik öneme sahip konuların başında tarımsal üretim geliyor. Tarımsal üretim denince de tohumu en başa yazıyoruz.
Kendi tohumlarına sahip çıkamayan, yerli tohum üretimini yapamayan ülkeler, tarımsal faaliyetlerde ve gıda üretiminde başka ülkelere bağımlı hâle gelir. Ayrıca “genetiğiyle oynanmış tohum” tehlikesi var.
Tüm bu etkenler küresel tarım çetelerinin ekmeğine yağ sürecek cinsten.
Türkiye gibi nüfusu fazla olan, stratejik konumda bulunan, kadim medeniyetlere ev sahipliği yapan bir ülkede, gıda ve tarım politikalarınız kusursuz olmalı. Tohumlarınız yüzde yüz güvence altına alınmalı.
Gelelim Türkiye’ye… Bizde durum ne hâlde, tohumlarımız ve tarımımız ne durumda? Ne gibi çalışmalar yapılıyor? Kısaca bunlara bir göz atalım isterseniz..
Öncelikle şunu ifade edeyim. Türkiye son yıllarda ciddi bir çalışma yürütüyor. Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TÜGEM) ve Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü (BÜGEM) koordinasyonuyla ciddi çalışmalar yapılıyor. Bu çalışmalar neticesinde de sertifikalı tohumda dışa bağımlılık azalırken üretim ve ihracatta ciddi artış yaşandığını görüyoruz.
Millî tedarik sistemini güçlendirmek ve küresel tohum rekabetinde bir adım öne geçebilmek için yapılan çalışmalar meyvelerini vermeye başladı. Türkiye içinde kullanılan tohumluklar yüzde 97 yerlilik oranına ulaştı. Sertifikalı tohum üretimi 2002 yılında 145 bin ton iken, 2022 sonunda 1 milyon 361 bin tona yükseldi.
Tohum üreticileri Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından sertifikalandırılıyor ve destekleniyor. 2005 yılından bu yana sertifikalı tohum kullanımına, 2008’den beri de sertifikalı tohum üretimine destek veriliyor.
Son dört yılda bitkisel üretim destekleri içinde en fazla artış, ‘sertifikalı tohum’ kullanımında oldu. Bugüne kadar 3 bin 130 ıslahçı hakkı koruma başvurusu yapıldı ve bunlardan 2 bin 243’ü koruma altına alındı.
Yapılan çalışmalar 500’den fazlası tahıl ve yemeklik baklagiller grubundan, 250 civarı endüstriyel bitkilerden olmak üzere bine yakın bitki çeşidi tescillenmiş durumda.