Allah’ın kulu mu yoksa toplumun kölesi mi?

Abone Ol

İnsan sosyal bir varlık olup çocukluk evresinde uzun süre ebeveyni ile yakın çevresinin kendisine sunduğu tecrübeye bağımlı kalmaktadır. Bu bağımlılık kuvvetli ve derindir. Her ne kadar bireyler de topluma bazı tecrübe ve katkılar sunsa da bu, yok denecek kadar yavaş gerçekleşir.  

Hayatının büyük çoğunluğunda birey, ender durumlar dışında sosyal çerçeve içinde tutsak kalır. Dolayısıyla Müslüman toplumlarda yaygın şekilde görüldüğü gibi geçmişi ve kültürel mirası kutsar. Çünkü yeni dünyaya uyum sağlama, kendini dünyaya kanıtlama ve bu uğurda dayanışmayı gerçekleştirme yetkinliği yoktur.  

Eski çağlarda topluluklar arasındaki iletişim sınırlıydı. Bu yüzden mesela Çin uygarlığı, Mısır Firavun medeniyetinden tamamen soyutlanmış durumdaydı. Çünkü aralarında hiçbir iletişim yoktu. Bu kapalılık insani gelişmeyi ve tecrübe kazanımını ve paylaşımını ziyadesiyle hantal ve zayıf bırakmıştır.  

İnsanoğlu tarım faaliyetlerini öğrenmeden önce uzun bir dönem yaşamıştır. O dönemde insanın biricik enerji kaynağı kasları idi. Ancak insanlığın ziraat yapma ve hayvanları evcilleştirme dönemine geçişi, ardından yazıyı icat etmesi ve madenleri keşfetmesi, daha sonra buharın, motorun ve atomun enerjisini kullanmaya başlaması, tüm bu adımlar; kavram ve anlayışları değiştiren (değişim/ dönüşüm çarkında) dişliler gibi işlev gördü.  

Bununla birlikte, insanlık henüz entelektüel boyutta bu değişim/ dönüşüm çarkını kurabilmiş değildir. Hâlâ (düşünce alanındaki) insanlık deneyim ve birikimlerini yeni nesillere aktarmayı başarabilmiş değildir. Çünkü sosyal entelektüel alan hâlâ babadan gördüklerine inanan, gerçeklik ve tarih olgusunu yok sayan ataerkil zihniyetin tekelindedir. Bu yüzden ders kitapları ve eğitim yöntemleri; ırkçılığı, milliyetçiliği ve mezhepçiliği aşılamaya devam etmekte ve bireylere -onları umutsuz itaatkârlar güruhuna dönüştürmek için- boyun eğdirmeye çalışmaktadır.

Tarih bilgisinin, tecrübelerin ve olayların gerçekleşen sonuçlarının seçici bir şekilde (ayıklanarak) ele alınması, müstekbirliğin ve müstazaflığın (ezenlerin ve ezilenlerin) sürüp gitmesinde önemli bir role sahiptir. Zira açık bilginin ortadan yok olması, insanı en uygun tutumu ve konumu benimsemekten aciz bırakmaktadır.

Entelektüeller, bilgiyi sıradan insanlara açık bir şekilde aktarmaktan ve onları şüphelerden kurtulmuş, uygulanabilir işlerin peşinde kararlılıkla koşan aktif eylemcilere dönüştürmekten aciz kalmaktadır. Aksine, Noam Chomsky’nin de açıkladığı gibi, bugün eğitim kurumları fabrikalar gibi işlemektedir. Zira okullar öğrencilerin iktidara daha itaatkâr ve uyumlu olmaları için “liberal elitler” veya “aydınlar” tarafından eğitilip öğretildiği yerlerden ibarettir.[1]

Bilginin engellenmesi sebebiyle sorunların devasa hacimlere ulaşması ümit kapısını kapatmakta, çabaları boşa çıkarmakta ve insanı filce uğratmaktadır! Bazen benim de (bu şartlar altında) kafa karışıklığından, derin umutsuzluk halinden ve kör teslimiyetin karanlığından kurtulup umudun kararlı, etkin, parlak ve canlı ışığına ulaşamayacağımız hissine kapıldığım oluyor. Çünkü basiretimizi (içimizdeki kavrayış gücünü) yitirdiğimizden olayların içyüzünü net bir şekilde göremiyoruz. Durum aynen İsa aleyhisselamın dediğine benzer bir hâl almıştır: “İçinizdeki ‘ışık’ karanlıksa, ne korkunçtur o karanlık!” (Matta İncili, 6/23).

İnsan; gücüne yeniden kavuştuğunda ve “rüşd”ü (doğruluk, dürüstlük ve olgunluğu) gerçekleştirdiğinde, doğru ile eğri onun gözünde apaçık ayırt edilir hâle geldiğinde, işte o zaman toplumun kölesi olmayı kabul etmeyen, sadece Allah’a kul olmayı tercih eden bir şahsiyete dönüşür. İşte, Allah’ın mükerrem/ çok değerli kıldığı, silahlı bâtıla (yanlış, kötü ve bozuk olana) karşı apaçık ve sade bir fikir ile meydan okuma yetisiyle donattığı, temiz düşüncesiyle, -insanlar üzerinde baskı kurmaktan ve onları korkutmaktan başka bir şey bilmeyen- tiranların ayaklarının altındaki halıyı çekebilen insan böyle bir insandır.

Çeviri: Fethi Güngör

[1] Arnove, A. (2008). The Essential Chomsky. New York, N.Y.: The New Press. Ayrıca, konu hakkında Türkiye’de yeni yayınlanmış olan şu çeviri eser de incelenebilir: John Taylor Gatto; Eğitim: Bir Kitle İmha Silahı, Çevirmen: Mehmet Ali Özkan, EDAM Yayınları, İstanbul, 2018-02-01, ISBN 9786051691732, 276 s.