Akşener İçişleri Bakanı iken

Abone Ol

3 Kasım 1996 tarihinde Türkiye’yi sarsan Susurluk kazası sonrası İçişleri Bakanlığı’ndan istifa eden Mehmet Ağar yerine Akşener geçti.

Doğru Yol Partisi’nde Tansu Çiller’e yakın isimlerden biriydi. Kendisinin sadece genel başkanı değil, aynı zamanda Tansu ablasıydı. Ülkenin o dönemki başbakanı Tansu Çiller ve eşi Özer Çiller çiftinin Antalya Beldibi’ndeki hazine arazisinde lüks otel inşa etmesini, gelirin şehit annelerine aktarılacağını ilan ederek savundu.  Ancak peşinden lüks otelin işletmesinin Bursalı bir işadamına verildiği ortaya çıktı. PKK lideri Abdullah Öcalan için ‘Ermeni dölü’  dedi, peşinden bu sözleri nedeniyle özür diledi ve “Ben Türkiye’de yaşayan Ermenileri değil, genel olarak Ermeni ırkını kastettim” cümlesi ile daha büyük bir skandala imza attı.

Emniyet Genel Müdürü Alaaddin Yüksel’in yerine Kemal Çelik’i getirmek istedi. Yüksel bu karara direnip görevini bırakmamakta ısrar edince Akşener, bir gece yarısından sonra Kemal Çelik’i Emniyet’e götürdü ve kapıyı kırarak içeri girip kararını uyguladı. Akşener ancak kapıyı kırarak bürokratının görevine son verebilen bir bakan olarak siyasi tarihin kayıtlarına geçti.

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun olan Akşener, doktorasını yaptıktan sonra çeşitli üniversitelerde dersler verdi. Üniversite yıllarında MHP’nin gençlik örgütü Ülkü Ocakları’nda aktif isimlerden biriydi, Susurluk kazasında ölen Abdullah Çatlı’yla aynı masada yemek yediği iddiaları medyada yer aldı.

Milli İstihbarat Teşkilatı,1998 yılında firardaki suç örgütü lideri ünlü mafya babası Alaattin Çakıcı’nın yerini tespit etti. Operasyon öncesi Çakıcı’nın bir ses kaydı basına yansıdı. Ses kaydında Çakıcı, Akşener’in yakalanmadan önce kendisine yerini değiştirmesi için mesaj gönderdiğini iddia ediyordu.

Sayın Akşener’in, içişleri bakanlığı yaptığı bu kısa dönemde akıllarda kalan birkaç anekdotu paylaştım. Devlet için mermi sıkan da yiyen de şerefli kimselerdir günlerinin aktif ismiydi Akşener. Faili meçhuller. İşkenceler. Tutuklamalar. Mafyanın ulu orta cirit attığı, post modern darbenin tüm ağırlığı ile hissedildiği, demokrasi ve hukuk’un rafa kaldırıldığı karanlık dönemin popüler bir siyasi figürüydü. Pek tabi ki önemli projeler, demokratikleşme yolunda etkili reformlar, insan hakları ve özgürlükler meselesinde duyarlı bir siyasi duruş gibi olumlu yönde zihinlere kazınmış hatıratlar paylaşmak isterdim, lakin bu konuda arşivlerden hiçbir şey bulamadım. Ama hak vermek gerek  “HDP’nin barajı geçmesinin benim için mahsuru yok” diyen Akşener için o günün şatları konjonktürel bir durum olarak değerlendirilmeli.