"Durduk yerde İsrail'e saldırmak, Filistinlileri zor durumda bırakır." yorumları okuyoruz, çokbilmiş takımından. Bugüne dek İsrail ile ilgili tek olumsuz ifadeleri olmamış, Filistin neresi, Kudüs neresi, bu konuda ne biliyorsun denince kör, sağır ve dilsizi oynuyorlar. Bunlar uzayda bile değil sadece kendi dünyalarında ve gavur basını ile birlikte yaşıyorlar. Her gün defalarca ölen, yurtlarından edilen Filistinlilerin kaybedecek neyi kaldı? Bir kediyi bu kadar sıkıştırsan seni parçalayacakken, 1967 savaşından bugüne kadar hep saldırıya uğramış; tehdit, şiddet ve zor kullanılarak yurtlarından edilmiş; aç bırakılmış, bahçeleri, ağaçları kesilmiş, denizden rızık elde etmeleri engellenmiş, dünyayla ilişkisi kesilmiş, alışverişe izin verilmemiş; açlık, susuzluk, elektriksizlik, ilaçsızlıkla imtihan edilmiş bir halkın bugün gelinen noktada yaptığı atakta suçlu olarak lanse edilmeye çalışılması, içimizdeki düşmanların aslında ne kadar çok ve güçlü olduğunu gösteriyor.
Peki, ne oluyor?
Filistin, tarihinde İsrail’e karşı ilk kez savunmadan saldırıya geçti.
Aynı anda İsrail içinde 50 noktayı vurdu ki saldırıların son derece iyi planlanmış olduğu açık.
Bugüne değin İsrail’e en büyük askerî kayıp verdirildi; Askerî üsler, tanklar ele geçirildi. Gazze'nin yüz ölçümü kadar bölge Filistin savaşçılarının etki alanına girdi ve 25 bölgede çatışmalar devam ediyor.
İsrail artık güçlü düşmanlarla çevrili. Mevcut konjonktür içerisinde eski imtiyazlı duruma ulaşamayacak. Lübnan bölgesinden atılan roketlerin bir anlamı da bu aslında. Karşılık verirsen dahi dikkatli olmak zorundasın. Suudi Arabistan, Katar gibi ülkelerin baskısı devam edecektir.
Diğer ülkeler için İsrail'in bölgesel varoluşunu sorgulamanın kapıları açıldı. Bu şok İsrail'le ilgili ezberleri bozdu. İsrail için telafisi artık mümkün olmayacak.
Hizbullah da savaşa girer, Güney Lübnan ve Golan cepheleri de açılırsa iş tamamen bölgesel hâl alacak ki İsrail’in mevcut durumda bunu göze alma imkânı yok, son Hizbullah-İsrail savaşındaki mağlubiyet, İsrail’i bu konuda tereddütlü düşünmeye sevk eder.
İsrail 1973'ten sonra ilk kez savaş ilan etti. Gazze, Batı Şeria, Lübnan, Suriye artık tek savaş bölgesi. Türkiye'nin güney sınırlarından Akdeniz'e, İsrail'e, Mısır sınırına kadar her yer savaş cephesi. Halep'ten Mısır sınırına kadar savaş var. Bu savaş nedeniyle Türkiye, İran, Rusya, ABD, Avrupa arasında inanılmaz bir güç yarışı başladı bile. Herkes hesaplarını yeniden tanımlayacak. Türkiye millî silahlarıyla bölgede gücünü hissettirecek konumda. Bu gücü geçtiğimiz günlerde Suriye bölgesinde YPG’ye karşı bir kez daha gösterdi.
Türkiye olağanüstü dikkatle harekete geçmek ve çok seri bölgesel güvenlik planları yapmak zorunda artık. Bu planlarla bölgede istikrar için kilit rol Türkiye’nin olacaktır. Unutulmamalıdır ki bugün Filistin savaşçılarının bu saldırısıyla sadece İsrail vurulmuş olmadı, ABD ve Avrupa ülkelerinin güç adına kutsadıkları her şey yerle bir oldu ki İsrail için 11 Eylül’ü’nün çok daha ötesi bir durumla, bölgesel fırtına ile karşı karşıyayız.
Savaş uzun sürecektir. Ama dengeleri oynayan dünyada çatışmalar başka bölgelerde çatışmaları da tetikleyebilir. Dikkatli ve hazırlıklı olmakta fayda var. Vesselam…